ADA GEZİLERİ: Çıkmaz

Ada Gezileri’ne hoşgeldiniz. Futbolsuz geçen bir haftayı daha geride bıraktık.

Durum tam anlamıyla belirsiz. Bu hafta Ada’da yaşanan son gelişmeleri sizlere yorumlamaya çalıştım.

Son bölümde de İngiliz futbolunu konu alan en iyi sinema filmlerini derledim. Gezimize başlayalım.

BÜYÜK TAHRİBAT

Sadece Ada futbolunun değil dünya futbolunun geleceği belirsiz. Virüs hızla yayılmaya devam ediyor ve yavaşlama eğilimi de göstermiyor. Başlangıçta ‘Ligler ne olacak?’, ‘Ne zaman bitecek?’, ‘Şampiyon kim olacak?’ soruları merakla dillendiriliyordu.

Artık bu işin pek de öyle kısa sürede sonlanamayacağı kavranmaya başlandı.

Sanırım herkes bu sezonun boşa giden bir sezon olabileceği sonucuna kendisini hazırlamaya başladı.

Sonuç nasıl olursa olsun lig organizasyonu, tüm takımlar, futbolcular, yayıncı kuruluşlar ve futbolun içindeki tüm paydaşlar finansal olarak çok büyük zararlar görecek. Bu zararın 2-3 yılda anca telafi edilebileceği konuşuluyor.

Bu krizin, paranın esiri haline gelen futbolun biraz olsun ruhuna dönebilmesi ve ayakların yere basması için fırsat olabileceğini düşünenler de yok değil. Futbol eski ruhuna döner mi bilmiyorum ama kulüplerin en azından birkaç yıl para saçamayacaklarını söylemek yanlış olmaz.

MANCHESTER UNITED DERS ALMIYOR

Tabii biz böyle düşünüyoruz ama bunun aksini gösteren haberler de gelmiyor değil, Manchester United’da gündem, Harry Kane ve Jadon Sancho. İki ismi de kadrosuna katmak için 230 milyon euroyu gözden çıkarmış.

Başarılı günlerini arayan ligin zengin kulübü Manchester United’ın gelecek sezon için iki büyük yıldızı kadrosuna katmak için çalışma yürüttüğü yönünde iddialar var.

Ne diyelim Allah akıl fikir versin.

Koronavirüsün pençesindeki futbol dünyasında tahribatın ne olacağı bile hesaplanamazken bu savurganlık akıl alır gibi değil. Tabi iddialar doğru ise.

DÜNYA KUPASI FORMATINDA PREMIER LİG

Dedik ya ligin bitirilme umutları gün geçtikçe azalıyor. Ancak sezonu tamamlamak için farklı fikirler gelmeye de devam ediyor.

Yeni fikre göre Dünya Kupası'na benzer bir formatta mini turnuva ile lig tamamlanabilir.

Buna göre ligde kalan 92 maç belirlenen bir merkezin yakınındaki statlarda seyircisiz olarak kısa sürede oynanacak, Dünya Kupası formatında bir kamp düzeniyle tamamlanacak.

Plana göre İngiltere’nin ortasındaki Midlands bölgesinde seçilecek lokasyonlarda izole edilmiş kamplarda takımlar çalışmalarını yürütecek ve maçlar bu bölgelerde oynanacak.

Her gün tamamı canlı yayınlanacak birkaç maç oynatılması planlanıyor.

Bu plana hükümetin de destek verdiği belirtiliyor.

Uluslararası turnuvalarda olduğu gibi her takımın ayrı otellerde kampa yapması, karantina şartlarında koronavirüs testlerine tabi tutulması söz konusu. Kulüplerin, TV anlaşmaları nedeniyle doğabilecek olası sıkıntıları ortadan kaldırmak için bu planın uygulanmasını istediği konuşuluyor.

TOTTENHAM’DAN ÖRNEK DAVRANIŞ

İngiltere’yi de pençesine alan salgın sonrası Premier Lig kulüpleri ve yıldızları da yardım faaliyetlerine destekte bulunuyorlar.

Bu bağlamda Tottenham kulübü tam 1 yıl önce açılan ve 1 milyar sterline mal olan yeni stadının kapılarını ülkede koronavirüs salgınına karşı yürütülen mücadele için açtı.

İlk olarak stadın otoparkı, depoya dönüştürülerek ihtiyaç sahipleri için hazırlanan gıda malzemelerinin tutulduğu depo haline getirildi.

Kulüp bunun yapacaklarının bir başlangıcı olduğunun da altını çizdi.

Örneklerin artması dileği ile…

EVDE KALANLARA FUTBOL FİLMLERİ ÖNERİLERİ

Bu haftaki yazımda evde kalan futbol tutkunları için Ada futbolunu konu alan 5 güzel film önermek istiyorum.

Eğer henüz izlemediyseniz, bu filmlerin futbolsuz geçen bu günlerde biraz da olsa futbol dolu vakit geçirmenize yardımcı olacağını düşünüyorum.

-THE DAMNED UNITED

Ada futbolunun efsane teknik direktörü Brian Clough’un 1974'te başına geçtiği Leeds United'daki kısa süren (44 gün) serüvenine odaklanan film Clough’un futbol dehasını gözler önüne seriyor. Geri dönüşlerle Clough’un Derby County’nin başındaki mucize başarısının hikayesini de izleyeceğiniz film İngiliz futbolunun 70’li yıllarına da ışık tutuyor. Efsane futbol adamının unutulmaz Nottingham Forest kariyeri öncesindeki "lanetli 44 gününün" hikayesini çok seveceksiniz.

-LOOKING FOR ERIC (2009)

İngiliz işçi sınıfının yaşamına mercek tutması ve sosyalist idealleriyle tanınan İngiliz yönetmen Ken Loach bu filmde bizi bir Manchester United taraftarının hayatına konuk ediyor.

Fanatik futbol taraftarı postacı Eric orta yaş krizindedir ve hayatı her geçen gün daha kötüye gidiyordur, tam bir kaybedendir.

Fakat bir gün efsane Eric Cantona’yı yanında bulur, Cantona artık hayat koçudur.

Manchester United efsanesi Eric Cantona’nın kendini oynadığı film futbol sevgisi ve dayanışma üzerine harika bir yapım.

-UNITED (2011)

Sıradaki tavsiyemiz yine Manchester United’ın odakta olduğu bir film. Yapım, daha önce ‘Futbol Tarihi’nden Bir Yaprak’ köşemizde anlattığımız Busby’nin Bebekleri’nin hazin sonunu konu alıyor. Film, efsane teknik direktör Matt Busby’nin genç şampiyon takımı Manchester United'ın 1958 yılında Münih’te yaşadığı uçak kazası ile paramparça oluşunu anlatıyor. Hikayenin odağında ise, daha sonraları bir Manchester efsanesi olacak genç Bobby Charlton ve yardımcı antrenör Jimmy Murphy var. İzleyeni 50’li yılların futbol dünyasına götüren duygu dozu yüksek bir futbol filmi. ,

-GREEN STREET HOLIGANS (2005)

Londra’da West Ham United taraftarının arasına girmeye hazır mısınız. Amerika’dan Londra’ya gelen Matt’in İngiliz futbolu ve taraftar kültürü ile tanışma hikayesi çok ses getirmişti.

Bir haksızlık sonucu Harvard Üniversitesi'nden atılan Matt, Londra’da yaşayan ablasını ziyarete gelir. Burada tanıştığı Pete ve arkadaşları, İngiltere'nin en sert futbol kulüplerinden olan "Green Street Elite" adlı fanatik taraftar grubundadırlar.

Fanatiklik dozu üst seviyedeki West Ham taraftarlarının Londra kulüplerinin taraftar grupları ve tabii en başta Millwall ile rekabetlerini anlatan film, İngiliz futbolunun görünmez yüzünü çok net bir biçimde ortaya koyuyor.

-THE FOOTBALL FACTORY (2004)

Bu filmde de Londra’nın bir başka ekibi Chelsea’nin fanatik taraftar grubunun içine giriyoruz.

John King'in kitabından uyarlanan film, İngiltere ve dünyanın pek çok yerinde futbolun şiddet ve erkek kültürü ile iç içe geçmesi üzerine çarpıcı bir yapım.

Hafta içi ve hafta sonu başka hayatlar yaşayan futbol taraftarlarından 20'lerindeki Tommy'nin çevresinde gelişen hikayede belgesel tadında bir gerçeklik ekrana yansıyor.

Kesinlikle çok gerçekçi ve sert bir film.

Bu haftalık da bu kadar. Sağlıkla kalın, evde kalın.