Ozan Kabak: "Herkesten daha kolay uyum sağlıyorum!"

Liverpool'da forma giyen Ozan Kabak, kulübünün resmi internet sitesine verdiği röportajda İngiltere günleriyle ilgili çarpıcı itiraflarda bulundu. Devre arasında Schalke 04'ten kiralanan ve gösterdiği performansla bazen çok beğenilen, bazen de eleştirilerin hedefi hâline gelen 21 yaşındaki stoper; transferi, adaptasyon süreci, Virgil van Dijk ile olan ilişkisi ve aile hayatı hakkında şunları kaydetti: 

"Evet, yeterince tecrübeliyim. Şampiyonlar Ligi, Bundesliga ve Premier Lig'de oynadım. Çok hızlı gelişmem gerekti. 18 yaşında Galatasaray'la Şampiyonlar Ligi'nde mücadele ederken Liverpool'da olduğu gibi her maçı kazanmak zorundaydık. Sizden çok şey bekliyorlardı. Bu da sizi çok daha hızlı bir şekilde olgunlaştırıyor. O zamanlar benim de yaptığım buydu. Genç bir delikanlı olarak bundan çok faydalandım. Çünkü maçlara çıkmak, yeni lige uyum sağlamanıza katkı sağlıyor. Adaptasyon sürecinde fazla zorlanmamam da bu yüzden. Başkalarına göre daha kolay adapte oluyorum.

Leicester City maçında 75'inci dakikaya kadar her şey iyi gitti. Sonrasında şanssız şeyler yaşadık. Futbolda bunlar olabiliyor. Ancak ne olursa olsun bunu unutmalı ve ilerlemeyi sürdürmelisiniz. Geçmişi unutmak lazım. Ben de bunu yapıyorum. O anı aklımdan sildim ve her maçta en iyi performansımı sergilemeye çalışıyorum. Açık konuşmak gerekirse yaptığım hatadan ötürü çok üzgündüm. Buna rağmen takım arkadaşlarım, hocamız ve kulüpteki herkes beni destekledi. Bunu takdir ettim. 

Elbette kolay değildi. Doğrudan kadroya girdim ve takıma katkı sağlamak için bir şeyler vermem gerekiyordu. Aynı zamanda şehre ve İngilizceye alışmam gerekiyordu. Her şey yeniydi. 20 yaşındaki bir genç için bu kolay değil ama iyi bir iş çıkardığımı düşünüyorum. Yalnızca futbola odaklanmış durumdayım. 

Bir savunmacı olarak tehlikeyi koklamalı ve yaşanmadan önce görmelisiniz. İngilizcede nasıl söylendiğini bilmiyorum ama tehlikenin nerede olduğunu tahmin etmeli ve oraya gitmelisiniz. Akıllı olmanız lazım. Benim yapmaya çalıştığım şey de bu. Fakat bu, biraz da deneyimle alakalı. Mesela takım arkadaşım Virgil van Dijk bu işte çok iyi. Bunu çok iyi yapıyor çünkü tecrübeli bir oyuncu ve futbolu biliyor. Ben de elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyorum ve her geçen maç daha iyiye gidiyorum. Sakin biriyim ve belki de başarım bundan ileri geliyor. Nitekim genç milli takımlarda hep kaptandım. Bunun için çalışmaya ihtiyacınız yok çünkü kendiliğinden geliyor.

Van Dijk bana takımın futbol felsefesi hakkında bazı ipuçları verdi. Savunmacıların birbirini daha iyi anladığını düşünüyorum. Kendisi de bana nasıl oynamam ve ne yapmam gerektiğiyle ilgili bazı küçük tüyolar sundu. Bu da oyunuma katkı sağladı. Her maçtan önce rakip takımın santrforunu videolar vasıtasıyla analiz ediyorum. Bu iş için çalışan arkadaşlardan videoları istiyor ve onların üzerinde çalışıyorum. Bu sayede rakip futbolcunun yeteneklerini ve hangi ayağının güçlü olduğunu öğrenmiş oluyorum. Bu da bana çok yardımcı oluyor. Zira rakibin bir sonraki hamlesini tahmin etmek daha da kolaylaşıyor. 

Evde ebeveynlerim ve arkadaşlarımla futbol konuşmuyoruz. Belki maçtan hemen sonra iküç dakikalık bir sohbet oluyor, hepsi bu. Konunun hemen kapatılmasını ve başka şeyler hakkında konuşulmasını istiyorum. Hayatımız futboldan ibaret değil. Soyunma odasında oyun hakkında hep konuşuyoruz ve her gün antrenman yapıyoruz. Eve gittiğimizde ise biraz sakinleşmeli ve hayattaki başka şeyler hakkında düşünmeliyiz. Bu da işimize gelirken daha rahat olmamızı sağlıyor."