Arda Turan'dan Barcelona ve Atletico Madrid itirafları!

La Liga'da şampiyonluğun düğümünü çözecek maçta üçüncü sıradaki Barcelona, iki puan gerisinde yer aldığı lider Atletico Madrid'i ağırlayacak. Camp Nou'daki dev randevu öncesinde Marca gazetesi, Galatasaray'ın yıldız ismi Arda Turan ile özel bir röportaj gerçekleştirdi. Milli futbolcu, karşılaşmaya dair yorumlarını paylaşırken iki takımda forma giydiği dönem ve Diego Simeone'ye ilişkin çok çarpıcı itiraflarda bulundu. İşte 34 yaşındaki sol açığın o sözleri:

"Evinizde olmaktan daha iyi bir şey var mı? Galatasaray benim ailem, gençliğimi yaşadığım yer. Buraya olan sadakatim elbette çok farklı. Daha sonrasında takım kaptanı olacak bir top toplayıcının hikayesi. Burada neşe ve kederi ayrı ayrı yaşıyorum. Bugün Galatasaray için oynamasam bile takımımı tribünden bir taraftar olarak desteklerdim. Burada geçirdiğim her anın benim için çok özel olmasının nedeni de bu.

Bizim için zor bir sezon oluyor. Bazı noktalarda çok iyi oynadık ama bitime üç hafta kala şampiyonluk şansımız artık bize bağlı değil. Cumartesi günü Beşiktaş'ı ağırlayacağız ve geriye kalan tüm maçlarımızı kazanarak ümitlerimizi canlı tutmak istiyoruz. Galatasaray, bu tip durumlara her zaman reaksiyon gösteren büyük bir kulüp. Bu hafta final maçımızı oynayacağız.

Barcelona-Atletico Madrid maçının ikinci yarısını izlemeye çalışacağım. Zira öncesinde çok önemli bir maçımız var ve bu yüzden stadyumda olacağım. Hem Atletico Madrid hem de Barcelona benim için çok özel. Barça, bir futbolcunun hayalini kurabileceği en yüksek seviye. Atletico ise ikinci evim ve bana Avrupa'nın kapılarını açan kulüp. 
24 yaşında pek çok şey yaşadığını düşünen genç bir adam olarak orada tamamı ile farklı bir bakış açısına sahiptim. İki takımın da bu cumartesi kazanmak için sahaya çıkacağını düşünüyorum. Umuyorum ki çok iyi bir karşılaşma olur. Daha iyi oynayan ve hak eden taraf kazansın.

İspanya futbolunu tabii ki özlüyorum. Orada çok güzel günlerim geçti. La Liga'nın hâlâ dünyanın en iyi ligi olduğunu düşünüyorum. Elimden geldiğince bu ligi takip etmeye çalışıyorum. Bu sezon sıra dışı bir şampiyonluk yarışı vardı. Sonucunu merakla bekliyorum. Atletico Madrid, Real Madrid ve Barcelona yarışın içinde ama Sevilla'yı da asla unutmamalıyız. 

2014'te Atletico Madrid ile elde ettiğimiz La Liga şampiyonluğu, Leicester City'nin 2016'daki Premier Lig zaferi de dahil olmak üzere Avrupa futbolunda son yılların en büyük sürpriziydi. Biraz abartı gibi gelebilir ama gerçekten böyle düşünüyorum. Bir tarafta tüm zamanların en iyi takımı olarak gösterilen Barcelona vardı. Lionel Messi, Neymar, Xavi, Andres Iniesta, Gerard Pique, Sergio Busquets, Dani Alves ve Jordi Alba... Diğer yanda ise Cristiano Ronaldo, Karim Benzema, Gareth Bale ve Sergio Ramoslu Real Madrid... Bu iki takım sezon boyunca nadiren yeniliyordu. 

O sezon çok galibiyet aldık ve 90 puana ulaştık. Ancak ligin devleri de puanlar kaybetti. Real Madrid ve Barcelona'nın kazandığı maçların ardından sahaya çıkmak kolay değildi. Odaklanmak zordu ama harika bir takımdık. Diego Simeone müthiş bir aile ortamı yarattı. Sonunda da başardık. 

Eğer tarih yazmak istiyorsanız bunun en zor yollarından biri, ligin son maçını deplasmanda Barcelona'ya karşı oynamaktır. Üstelik kazandığınız takdirde şampiyon olacağınızı bildiğiniz hâlde... Camp Nou'ya gitmeden önce Malaga'yı yenerek şampiyon olacağımız düşünüyorduk. Fakat iyi oynamamıza rağmen kazanamamıştık ve soyunma odasında büyük bir öfke vardı. O karşılaşmada Barça'nın avantajlı olduğu düşünülüyordu. Ancak bazen en büyük zorluklarla karşılaşmanız gerekir ki yazdığınız tarih daha değerli olsun. Nitekim La Liga'yı Camp Nou'da kazanmak başarımızın değerini katladı.

Barcelona maçında sakatlandığımı ve oyuna devam edemeyeceğimi anladığımda çok sinirlendim. Bana güvenen insanları, takım arkadaşlarımı ve hocamı hayal kırıklığına uğrattığımı hissettim. Simeone'nin oyunda kalmamı istemesinin bir önemi yoktu. Zira bu imkansızdı. Her şeye rağmen o gün şampiyon olmamız bana yaşadığım bütün acıyı unutturdu. 

Dünya genelinde milyonlarca taraftarı olan Real Madrid ve Barcelona gibi kulüplerle aynı ülkede bulunuyor ama Atletico Madrid'i destekliyorsanız bu, sizin sadık olduğunuz gösterir. Atletico taraftarlarının Vicente Calderon'da yarattıkları atmosferi asla unutmayacağım. Sahadayken onların kulüplerine olan sevgisi ve adanmışlığını hissediyordum. Onların desteği ve sahip olduğumuz takımla dünyadaki her takımı kendi stadımızda yeneceğimizi biliyorduk. Bu da harika bir histi.

Diego Simeone şu ana kadar çalıştığım en iyi yabancı hoca. Maçlardan önce çalışma rutinini korurdu ve inanılmaz disiplinliydi. Rakiplerin analizine büyük önem verirdi. Karşılaşmalardan önce söylediği her şeyle kendinize güvenmenizi sağlardı. Sahada bunların gerçeğe dönüştüğünü görmek oyunculara keyif verir. En büyük takımlara karşı oynarken bile sizi en iyisi olduğunuza inandırıyor.

Simeone ile ilgili hiç unutamadığım bir anım var. Şampiyonlar Ligi yarı finalinde Chelsea ile karşılaşacaktık ve bize maçın analizini yaptı. Pek çok örnek üzerinden Eden Hazard'ın defansta adam kovalamadığını gösterdi. O gün Juanfran'ın oynadığı sağ kanattan pek çok pozisyon bulduk ve finale çıktı. Üstelik ben de gol atmıştım.

Atletico'dan ayrıldığım için pişman değilim. Barcelona'ya transferim, tam zamanında yaşanan güzel bir gelişmeydi. Ne daha az ne de daha fazla. Atletico'da güzel zamanlar geçirmiştim. Kupalar kazanıp hedeflerime ulaşmıştım. Daha sonrasında bu güzel hatıralarla kariyerimde yeni bir sayfa açtım. Barcelona'da Luis Enrique ile her şey yolundaydı. Messi, Luis Suarez ve Neymar'dan sonra takımın en golcü oyuncusuydum. Onlar ilk 11'deyken bile oynama şansım vardı. Ardından Ernesto Valverde geldi ve bana süre vermedi. Bu, mantıklı gelmedi. Dünyanın en iyilerinden biri olsa bile başarısına katkı sağlayamadığım ve kendimi değerli hissetmediğim bir takımda olmamam gerektiğini düşündüm. Barcelona'dan ayrılmamın sebebi de bu.

Kariyerime baktığımda çok şanslı olduğumu düşünüyorum. Çünkü en iyilerle oynama şansını buldum. Messi'nin tüm zamanların en iyi futbolcusu olduğunu düşünüyorum. İspanya'ya gitmeden önce Galatasaray'da oynarken onun bu dünyadan olmadığını söylemiştim. Yıllar geçtikçe ne kadar harika olduğunu gösterdi ve ben de hâlâ aynı kanaatteyim. 

Şimdi evimdeyim. Kendimi kutsanmış hissediyorum. Evliyim, Hamza ve Asil Aslan adında iki güzel çocuğum var. Bir aile kurduğunuzda adımlarınıza ve alacağınız kararlara dikkat ediyorsunuz. Aynı zamanda aileniz için yaşamaya başlıyorsunuz ve sorumluluklarınız artıyor. Şu anda mutlu ve huzurluyum. Bu da hayatıma yansıyor."

"