SON DAKİKA HABERLER : Yükleniyor.....

9 DETAY: Süper Lig'de 18. hafta

| 17.01.2020 15:34

Öne çıkan karşılaşmaları, çekilen şutların bölgeleri, topla oynama oranları, en genç 11 ortalaması ile 18. haftaya doğru dikkat çeken 9 Detay'da.

Didem DİLMEN Didem DİLMEN
9 DETAY: Süper Lig'de 18. hafta

Süper Lig'de ik devrenin ardından kısa süren mola da sonra erdi ve bu akşam oynanacak Ankaragücü-Konyaspor maçıyla maraton kaldığı yerden devam edecek. Elimizde 17 haftalık veri var, istatistikler var, analizler var. Ancak futbolda hepsinin anlamsız hale gelmesi için sadece tek bir 90 dakika yeterli...

Maraton Sivasspor'un liderliğinde başlıyor... 

1- AÇILIŞ ANKARA’DA: ANKARAGÜCÜ – KONYASPOR

Süper Lig ikinci devrenin ilk maçında 18’inci haftanın açılışını cuma akşamı Ankara’da Ankaragücü-Konyaspor maçı ile yapacağız. Ankaragücü’nde Orgill’in cezası nedeniyle oynamayacak ve aslında ev sahibinin en büyük kozunun sahada olmayacağını söyleyebiliriz. Konyaspor’da ise Ali Turan ve Ferhat Öztorun oynamayacaklar.

Süper Lig’de en son 6. haftada Gençlerbirliği’ne karşı galibiyet alan Ankaragücü’nün son 3 maçı aynı skorla bitti: 2-2. En azından yenilmediler belki ama üst üste benzer senaryolardan geçtiler.

Galatasaray ve Denizlispor’a 2-0 geriye düştüler, maçın son bölümlerinde attıkları 2’şer golle beraberliğe ulaştılar, Antalyaspor’a karşı ise 1-0’dan ve 2-1’den iki kez maç içinde beraberliği yakaladılar.

Ankaragücü’nün kağıt üzerinde iyi olan kadrosunun, maçların içinde bölüm bölüm yine iyi diyebileceğimiz performanslar göstermesi Süper Lig maratonu için hiç yeterli değil.

Konyaspor’un defansta hata yapabileceğini ama maçı bir şekilde tutmayı başarabileceğini öngörebilir miyiz?

Ev sahibinin performansı kötü ama rakibinin de durumu daha iyi sayılmaz. En son galibiyetini 7. haftada Kasımpaşa’ya karşı elde eden Konyaspor’un iki hafta üst üste mağlup olarak devreyi bitirdiğini hatırlatalım.

Kulüp, futbolcular, taraftarlar ve Aykut Kocaman bir şekilde bir arada kalarak Konyaspor’u çıkartmaya çalışıyorlar ancak işler gittikçe zora giriyor, sadece 15 puan toplayabildiler ve 15. sıra oldukça tehlikeli bir yer.

Düşmemek için kazanmaya başlamak zorunda olan iki takımdan bir galip çıkmayabilir ve ikisi de kaybeder...

2- GAZİANTEP FK – FENERBAHÇE

Fenerbahçe 1. haftaya, ligin açılışında çok kolay geçtiği Gaziantep FK ile başlıyor. Ancak o ilk haftadan sonra çok şey değişti. Bu defa galibiyet bu kadar kolay olmayabilir.

Öncelikle Fenerbahçe’ye uyarılarımızla başlayalım: Gaziantep çok sert bir takım, faullerden hiç kaçınmayan, sertlik sınırlarını da biraz zorlayabilen, kimi zaman rakiplerine “sakatlık nedeniyle mecburi oyuncu değişikliği” yaptırabiliyor.

Bu denli sert, bir oyuna karşılık teknik ve yetenek özelliklerinizi tam olarak kullanamayabiliyorsunuz. Hele ki yumuşak ayakları olan, ileri doğru hızlı ve topla beraber çıkmayı tercih eden oyuncularınız varsa...

Ozan Tufan gibi, kendi pozisyonunu kendisi yaratan, merkezi kendisine açarak rakip sahaya giren hem teknik hem oyun aklını kullanabilen oyuncuları olan Fenerbahçe için koridorları açmak kolay olmayacak.

Ne de olsa Sumudica’nın birinci amacı yarı çizgiyi ayağında topla geçmek isteyen hiçbir Fenerbahçeli’nin hedefine ulaşmaması olacaktır.

Fenerbahçe’yi bekleyen ikinci tehlike ise Gaziantepli futbolcuların mesafe tanımayan şutları, ceza sahasının hemen her yerinden olduğu kadar oldukça uzakta da kaleyi denemeleri sürpriz gollerin yolunu açabilmesi.

Moses, Hasan Ali gibi kanatları etkili kullanabilen oyuncuların eksikliği, Garry Rodriguez ve Isla bilmecesi, Fenerbahçe’yi iyice ortaya yığılan bir takım haline getirdi. Bu durum elbette savunması kolay bir hale getiriyor sarı lacivertlileri... Ta ki Max Kruse’nin arkasında Ozan Tufan ve önünde Vedat Muriqi ile oynamaya başlayana kadar; işte o noktada rakibin de elinden gelen çok fazla bir hamle kalmıyor.

Bireysel performansların sonucu belirleyeceği bir maç bizi bekliyor olabilir.

3- TRABZONSPOR – KASIMPAŞA

Trabzonspor devre arasında aslında hiç beklenmeyen bir değişiklik yaşadı, Ünal Karaman ile yollar ayrıldı ve takım Hüseyin Cimşir’e teslim edildi. Hüseyin Hoca, Ünal Karaman’ın yardımcısı olarak bu takımın kuruluşunda önemli rol oynamış, emek vermiş isimlerden biriydi. Takımda çok büyük bir değişiklik olmasını, Hüseyin Hoca’nın takımın yapısını değiştirecek hamleler yapmasını beklemememiz olağan... Eğer bir değişiklik olacaksa da bunun zaman içerisinde yavaş yavaş, takımın dengesini bozmadan yapacağını tahmin edebiliyoruz.

Belki savunmada yaşadığı gol yeme sorunlarını çözebilecek önlemler alabilir. N’Diaye’nin gelişi bir fark yaratabilir, Sosa’nın ve Abdülkadir Ömür’ün üretkenliğini besleyebilir, çok faydalı bir hamle olacaktır. Orta saha kurgusunun nasıl belirleneceği, karşılaşma içinde nasıl esneyebileceği de ayrı bir merak konusu...

Kasımpaşa’da ise Tayfur Havutçu’nun göreve gelmesinin üzerinden çok fazla geçmeden devre arasına gidilmesi takımın ve hocanın avantajına dönüştü mü, işte bunu görmek için çok iyi bir sınav olacak Trabzonspor. Oldukça zor yenilen, gol yese de yediğinden fazlasını atan görüntüsü onları puan tablosunun üstlerine taşıdı.

Trabzonspor’u yenebilmeniz için durdurabilmeniz gerekiyor.

Kasımpaşa’nın özellikle Sivasspor maçında gösterdiği, takım halinde sahayı iki yönlü kontrol etme amacındaki futboluyla Trabzonspor’a karşı en azından kolay geçit vermeden, geri düşse de vazgeçmeden oynayacağını öngörebiliriz.

Bol gollü bir maç bizi bekliyor olabilir.

4- GALATASARAY – DENİZLİSPOR

Deplasman canavarı Denizlispor, ligin açılış maçında evinde mağlup ettiği Galatasaray’a konuk oluyor. Öncelikle, daha maç başlamadan İddaa bahsini ev sahibine verenleri “emin misiniz” diye uyararak başlayalım.

Elbette düşününce Galatasaray gibi takımlar her zaman iç sahada favori olarak başlarlar. Süper Lig’in ilk devresinde 17 maçta en az gol yiyen takım olarak savunmasında pek sıkıntı yaşamayan Galatasaray’ın temel sorunu hücumu kurmasıydı.

Orta sahadan hücuma çıkarken kaybedilen toplar, düşünülüp de gerçekleştirilemeyen niyetler, bir türlü ulaşılamayan pas hızları ve yükseltilemeyen tempo Galatasaray adına hep sıkıntı yarattı.

Sezon başında Ryan Babel’in gelişiyle, iki çizgi bek ve iki de içe kat eden kanat, yani benzer özellikli sağ ve sol kurulmuştu. Planlar işlemedi. Ne beklerden ne Feghouli-Babel ikilisinden verim alamayan Fatih Terim’in elinde verim alınamayan bir orta sahadan başka alternatif kalmamıştı. Ryan Babel gitti, çizgi kanat olan Onyekuru geri döndü. (Sağlık kontrolünde sıtmaya yakalandığı ortaya çıkmış olması ise talihsizlik...) Orta sahayı yeniden alevlendirecek Emre Akbaba’nın sakatlığının ardından sahaya dönmesi sayesinde Fatih Hoca’nın en azından geçen seneki oyuna geri dönebilmeyi hedeflediğini düşünebiliriz.

Ancak yine de maçın hiçbir dakikasında kopmadan son düdüğe kadar disiplinle oynamazlarsa Denizlispor çok tehlikeli bir rakibe dönüşebilir. Sabırla, sakince, rakibinin iyice oyunu kontrolü altına aldığını zannetmesine izin verip ancak ondan sonra darbesini vurduğunu çok gördük.

Mehmet Özdilek’in büyük ve güçlü takımlara çelme takmak konusunda ne kadar iyi olduğu da malum.

Maçı hemen Galatasaray’a yazmayalım; yakın durduklarını kabul edip 90 dakika bitmeden kazananı ilan etmeyelim...

5- BEŞİKTAŞ – SİVASSPOR

Haftanın maçı... Hafta şöyle diyelim; sezonun en önemli maçlarından biri... Sivasspor, bu sezon liderlik yolunda, şampiyonluk adaylarından sadece Galatasaray’a kaybetti, Başakşehir ile berabere kaldı, Fenerbahçe, Trabzonspor ve açılış haftasında Beşiktaş’ı mağlup etti.

Ellerinden geldiğince kaldıkları yerden devam etmeye çabalayacaklar, en azından şampiyonluk adaylarına karşı galip gelmek isteyecekler, yenemiyorlarsa bile yenilmemeyi başarabilmeye çalışacaklar.

Elbette Sivasspor için sezonun ikinci yarısı birinci yarısından çok daha zor geçecek, kimse bu defa Sivasspor’un kazanmasına izin vermek istemeyecek. Ne kadar yükselirseniz, o yüksekte ne kadar fazla kalırsanız, rakipleriniz de bir o kadar zorluk çıkartmaya çalışırlar. Mesele ritimdir, liderlik ritim yakalamaktır. O ritmi bir kez kaybederseniz geri dönemezsiniz.

Sivasspor bunu bilerek sahaya çıkacak elbette, saha içi dinamikleri ilk yarıdan farklı... Ve şimdi bir de işin Beşiktaş deplasmanı sorunu var.

Abdullah Avcı’nın üzerindeki baskının bir saniye bile azalmadığı muhakkak, hele ki Yeni Malatyaspor ve Fenerbahçe’ye karşı üst üste alınan mağlubiyetlerin ardından Sivasspor maçı oldukça kritik, suların görünür şekilde yükselmesine neden olabilir.

Elbette transfer yapamayacak kadar kötü durumda olan kulüp ekonomisinin izin verdiği şartlarla kurulabilmiş bir kadronun sıkışmasını, başlı başına Abdullah Avcı’ya fatura etmek acımasızlık olur. Öte yandan daha henüz Sivasspor maçına çıkmadan, Guilherme transferini hocanın istemediğinin aktarıldığı, istatistiklerin kötü olduğunun yazılıp çizildiği, oyunun eleştirildiği bir ortam da gözden kaçar gibi değil.

Bu noktada Beşiktaş’ın Sivasspor’a en azından yenilmeyeceğini, tribünlerin takımı nasıl ittiği düşünülünce ev sahibine de daha yakın olduğunu tahmin edebiliriz. İlk yarısı dengeli, ikinci yarısı gollü bir maç bizi bekliyor olabilir...

6- ŞUTLAR VE ADRESLER

Süper Lig’in ilk 17 haftasında takımların ve futbolcuların şut çektikleri bölgeleri karşılaştıralım...

Topun kaleye nişanlandığı bölgeleri 3’e ayıralım: Altıpas, ceza sahası ve ceza sahası dışı.

Altıpas dediğimiz kale alanı içerisinde kaleyi en fazla deneyen 3 takım Beşiktaş, Alanyaspor ve Trabzonspor oldu, şutlarının %9’unu kale sahası içinden kullandılar. Yakın mesafeden kaleyi en az yoklayan takımlar ise Konyaspor, Antalyaspor ve Ankaragücü, toplam şutlarının %4’ünü kale sahasından gönderebilmişler. Bu istatistiği okurken, takımların kaleye ve kale çizgisine ne kadar yaklaşabildiğini de çıkartabileceğimiz bir veri olduğunu unutmamak gerekiyor.

Ceza sahası içinden en fazla şut çeken takım Trabzonspor, hücumun %60’ında ceza sahasını kullanmış. Takımlarımızın büyük bölümünün ceza sahasını denediğini de söyleyebiliriz. 18 takımın 12’sinin şutlarının %50’sinden fazlası bu bölgeden gelmiş.

Gelelim uzak mesafeli şutlara...

Ceza sahası dışından kaleye en fazla şut deneyen takım Konyaspor, ardından da Gaziantep FK geliyor. Şaşırtıcı değil, Konyaspor’un hücumda ceza sahasına girmekte zorlandığını, Gaziantep’in ise mesafe tanımadan kaleyi deneyen bir ekip olduğunu izledik. Burada üçüncü sırada Gençlerbirliği’nin olması belki ilginç gelebilir.

Ceza sahası dışından şut deneme oranı, ligin genelinde çok düşük kaldı. Trabzonspor, Galatasaray, Alanyaspor, Beşiktaş, Rizespor, Başakşehir %37’den daha az ceza sahası dışı şut kaydetmiş.

Atakların genelde ceza sahasına girdikten sonra tamamlanmaya çalışıldığı bir lig görüntüsü çizildiğini söylemek mümkün...

7- 17 MAÇIN 17’SİNDE OYNAYANLAR

Süper Lig’de geride kalan 17 maçın tamamında forma giymiş kaç oyuncu vardır dersiniz?

Şaşırtıcı ama bu rakam 14...

Daha da ilginç olan, bu 14 oyuncudan sadece 6’sı kaleci. 8’i oyuncu...

Altay Bayındır, Mert Günok, Marafona, Farnolle, Korcan Çelikay ve Adam Stachowiak 1530 dakika sahada kalan kalecilerdi.

Başakşehir’de Edin Visca, bu 14 oyuncu arasındaki tek hücum orta saha.

Kalan 7 oyuncu arasında çarpıcı olan stoper ikilileri: Sivasspor’da Appindangoye ve Caner Osmanpaşa 17 maçın tamamında birlikte görev yaptılar. Aynı şekilde Gaziantep FK’da Kana-Bıyık ve Alin Tosca da tüm ilk devreyi yan yana oynadılar. Bir stoper daha var, Ankaragücü’nden Pazdan.

Listeyi tamamlayan 2 oyuncu bek; Antalyaspor’da Nazım Sangare, Rizespor’da Melnjak.

8- TOPLA OYNAMA ORANI

Süper Lig’in ilk 17 haftasında oynadığı maç başına en yüksek topla oynama istatistiği Beşiktaş’a ait. Toplamda %61,6 topla oynama ortalamasına sahip olan Abdullah Avcı’nın ekibinin kendi yarı sahasındaki ortalaması %60,4 olurken deplasmanda ise %62,8’e ulaştı.

Topla oynama oranının, topa sahip olmanın, oyunu topla kontrol etmenin çok önemli olduğu savunulur. Hatta bugünlerde Barcelona’Nın başına teknik direktör olarak geçen Quique Setien’in, çok benzerleri defalarca kurulmuş bir cümlesini hatırlayalım: “Top sizde olduğu sürece gol yemezsiniz!”

Evet ama kazanmanızı da garanti edemezsiniz...

Süper Lig’in ilk devresinde topla oynama oranı en yüksek rakama ulaşmış iki maç var.

Biri Galatasaray’ın Ankaragücü karşısında /%74,4 topla oynama istatistiği...

İkinci sırada Beşiktaş’ın Ankaragücü karşısında %68,0 topa sahip olma oranı...

Bu iki maç da Anaragücü’ne karşı elde edildi ve Ankaragücü bu iki maçı da kaybetmedi; Galatasaray maçı son dakikalarda attıkları 2 golle 2-0’dan 2-2 berabere bitti ve Beşiktaş’tan da gol yemediler ve 0-0 beraberlikle ayrıldılar.

Topla oynamak, o topla ne yaptığınıza göre değişiklik gösteren bir veridir, gol yememenizi garanti etmediği gibi kazanmanız için de yeterli değildir.

9- EN GENÇ İLK 11 ORTALAMASI

Süper Lig’ilk ilk devresinde sahaya çıkan en genç 11, Kayserispor’un Trabzonspor karşısında mücadele eden takımı oldu, 23,8 yaş ortalamasına sahip bu takım büyük bir farkla en genç ilk 11 oldu.

Kayserispor’un sözleşme feshleri, sakatlıklar gibi elde olmayan nedenlerden dolayı genç takımlardan kurduğu kadrosu Trabzonspor gibi gençleri kullanmaya alışık ancak önemli oyuncularla da takviye edilmiş takımına karşı direnememiş olsa da elinden geleni yapmıştı.

Süper Lig’in ilk 11’i en düşük yaş ortalamasına sahip takımı ise Çaykur Rizespor, 26 yaş civarı bir ortalama yakaladılar. İsmail Kartal’ın takımının en düşük yaş ortalaması 25,8 olurken en fazla da 27’lerde dolaştılar.

Üçüncü en genç 11 ise elbette Trabzonspor; 26,1 bu sezonki en düşük yaş ortalaması oldu, en yüksek de 27’lere kadar çıktılar.

GÜNÜN ÖNEMLİ HABERLERİ

Okuyucu Yorumları

0 Yorum

E-Posta hesabınız yayınlanmayacaktır. * İle işaretlenmiş alanlar zorunludur. Yönetici onayından sonra yorumunuz gözükecektir.

© Copyright Asist Analiz - Bolbol Medya