Antalya kampında yaptığı röportajlar ile gündeme damga vuran Asist Analiz, Sivasspor'un ortaya koyduğu performansta ve ilk yarıyı lider bitirmesinde başrolde bulunan Mert Hakan Yandaş'la samimi bir sohbet gerçekleştirdi.
Transfer gündeminin de zirvesinde yer alan Mert Hakan, arkadaşımız Arda Ün'ün sorularına içtenlikle yanıt verirken ortaya keyifli bir sohbet çıktı.
Quiz şeklinde gerçekleştirdiğimiz röportajda Mert Hakan hem kendisi hem de takım arkadaşlarıyla ilgili adına yakışır bir şekilde 'Mert'çe ve açık yüreklilikle yanıtlar verdi...
-Mert Hakan Yandaş hoş geldin, nasıl keyifler?
Siz de hoş geldiniz. Kampta yorucu bir tempoyla çalıştık. Ama mutluyuz, bulunduğumuz konumdan dolayı. Her şey yolunda. Çok şükür.
-Futbolcu olmasaydın ne olmak isterdin?
Futbolcu olmasaydım galiba bir şey olamazdım. (Gülerek) Okumaya çalışırdım. Derslerim çok kötü değildi. BESYO diyebilirim. Beden öğretmenliği filan olabilirdi. Zaten sporcular genellikle oraya yöneliyor. Ben de oraya girerdim.(Gülerek)
-Büyük maçlarda karşılaşmayı sevdiğin yıldız isim kim?
Ben Feghouli çok beğeniyorum. Çok büyük oyuncu olduğunu düşünüyorum. Feghouli ve Emre Belözoğlu.
-Kariyerinde gördüğün en hırçın futbolcu kim?
Felipe Melo. Benim karşılaştığım 3. liglerde çok hırçın futbolcular var. (Gülerek) Genellikle benimle bire bir oynarlardı. En son yüzüme tükürdüklerini hatırlıyorum.(Gülerek) Muzaffer Özkaya kendisi.
-En büyük totemin nedir?
Ben seremoniden sonra yaya doğru çıkış yaparım. O benim totemim oldu.
-Vücudunda en beğendiğin yer neresi?
Çok ilginç.(Gülerek) Kolumdaki dövme. Dövmemde Babamın doğum tarihi ve sonsuzluk işareti var.
-Teknik direktörlük mü? TV yorumculuğu mu?
Teknik direktörlük değil de, sportif direktörlük tarafını daha çok istiyorum diyebilirim. Şu anlık böyle. Ama teknik direktörlük de inanılmaz bir şey olabilir.
-Kariyerinde hocana söylediğin beyaz yalan var mı?
Çok yalan konuşmam. Hatırlamaya çalışıyorum. (Gülerek) Uyuya kaldığım olmuştu. Suat hocayla. O da bize çok iyi sallamıştı. Veli Çetin ile ben Menemenspor’a ilk gittiğimde aslında bir yalan yokta. Orda güzel bir anı var. Kamptaydık, Menemenspor’a ilk gittiğim dönem.
Veli Çetin ile tanıştım. Onla beraber kalıyordum. Veli de bizim uyumayı çok sever. Onla gece oturduk. Kalktık takım idmana gitmiş, ben Veli’ye diyorum ‘hadi’ Veli gelmiyor. Uyuşuk bir de bizim Veli. Çok yakın arkadaşımdır, çok severim. Ayrıca çok büyük futbolcu bence. Hazırlandık işte en son sahaya gittik. Suat hoca, çok esprili bir adamdır. O ara bir de Fransız plaka bir araç geliyordu. ‘Adamlar Fransa’dan geldi, siz şuradan gelemediniz.’ dedi. Öyle bir anım var. Ona da uyuya kaldık demiştik. Gerçekten de uyuya kaldık.
-Hayatının şarkısı var mı ve biraz mırıldanabilir misin?
Ben genelde Arabesk şarkılar severim. Yıldız Tilbe, hayranıyımdır. Çok aşırı severim. Gece onunla uyuduğum dönemlerde oldu eskiden. ‘Bir Daha Dokunma’ adlı bir şarkısı vardı. Ama çok kötü söylerim. (Gülerek) Azer Bülbül’ü de çok severim.
-‘Asker arkadaşım olsun isterdim’ dediğin takım arkadaşın?
Emre Kılınç. Kardeşim gibidir.
-En rüküş giyinen takım arkadaşım kim?
Uğur Çiftçi. Düşünmeme bile gerek yok. Aman Allah’ım. Bir kolyesi var, böyle bir şey olamaz. Uğur abi kusura bakma. (Gülerek)
-Senin için en çılgın taraftar grubu?
Teksas. Ben Bursa’da büyüdüm. Çocukluk dönemimde 10-18 yaş arası profesyonel olana kadar Bursaspor’un tüm maçlarına gitmişimdir. O yüzden Teksas yani benim için.
-Futboldan kazandığın ilk parayla ne yaptın?
Abime ev aldım. Yani kazandığım ilk parayla, biriktirdim onu ev aldım. İlk parayı zaten o kadar büyük kazanmadım. 750 TL’ye oynuyordum. İlk kazandığım parayı, anneme vermiştim.
-Gönül verdiğin kulübe başkan olma hayalin var mı?
Ben hep saha içinde kalma taraftarıyım, futbolu bıraktıktan sonra.
-Dozunu kaçırdığın Türk yemekleri var mı?
Sakatlık yaşamadan önce pizza. Pizza delisiydim… Gece saat fark etmez, bir büyük boy pizza yerdim. Sakatlık yaşamadan önce… Şu an mecburen kendime dikkat ediyorum… O yüzden hayatımdan çıkardım diyebilirim.
-En zor anında yanında olan takım arkadaşın?
Hakan ağabey diyebilirim ona. Neden derseniz, geçen sene sakatlık yaşadığım bir dönem vardı. Sakatlık yaşadığımızda, primlerden filan yararlanamıyorsun. O dönemde biraz Hakan ağabey bana destek olmuştu. Almanya’ya gitmemde. Ziya ağabeyi de diyebilirim o da bana çok destek oldu.
-Ego patlaması yaşadığın bir an var mı?
Ankaragücü maçı, ego patlaması değil de 2-1 yendik. 2 golü de ben atmıştım. Çok mutlu olduğum bir maç diyebilirim, o maç için.
-Takımın Pollyanna’sı kim?
Her şeyde pozitif olan 1-2 adam var. Biri Hakan ağabey. ‘Hiçbir zaman sinirlerimiz aklımızdan öne geçmesin’ der ama hep ilk onun geçer. (Gülerek) Bir de Kone baba. Hep yapıcı bir adam. Çok büyük profesyonel ve sahiplenen bir yapısı var.
Mahallede top oynarken olduğun futbolcu kimdi?
Ben Battala hayranıydım. Pablo Martin Battalla diyebilirim. Aslında çok mahalle oynadığım dönemlerde değil de çok severim kendisini. Bursa maçlarına hep giderdim. Dediğim gibi çok büyük oyuncu kendisi.
Fenomen Ronaldo da olabilir. Çok maç oynadığımızdan hatırlamıyorum. Sabah 07’de çıkıp akşam 7’ye kadar maç yapıyorduk.
Türk hakem mi, yabancı hakem mi?
Hakemlerimizi tercih ederim. Sonuçta bszim insanımız. Yabancı hakemlerin de çok bir şey değiştireceğini düşünmüyorum. Onlara güvenmek istiyoruz.
Lakabın var mı?
Bana Fatih arada Mertinho der. O da Özer ağabeyden kalma. Özerhinho derdik ona. Şimdi Fatih öyle diyor. Ama çok öyle bir lakabım yok. Mert derler, Merto derler.
Hangi dizide oynamak isterdin?
Ben dizi hayranıyım. Çok da izlerim. Çukur’da oynamak isterdim. Çukur’u izlerim pazartesi, salı günü Eşkıya…
Her mekanda elini cebine atan arkadaşın?
Hakan Arslan, Caner Osmanpaşa. Ziya Erdal. Çok net sayarım bu isimleri.
Karizma mı, sempatiklik mi?
Sempatiklik
Marka takıntısı olan takım arkadaşlarını sayar mısın?
Ziya ağabey alışveriş konusunda biraz abartıyor diyebilirim. Markadan ziyade sürekli ayakkabı alır kendine. Belki 100-150 ayakkabısı vardır hala ayakkabı alır kendisine. Yakışıyor da. Stil olarak Ziya ağabey ile Hakan ağabeyi çok beğenirim. Hakan ağabeye McQuen Hakan derim.
Bol bol gol mü, bol bol asist mi?
Bol bol gol.
Annenin sana en çok verdiği nasihat?
Kendi özgeçmişimi unutmamı ister. O küçüklükteki Hakan olarak devam etmemi ister. Bana hatırlattı hep o. Samimiyetimi, aile duygularımı kaybetmememi ister. Genelde vefalı olmamı söyler bana. Ben de elimden geldiğinde dinlemeye çalışırım onu.
Antrenmana senden önce ve sonra gelen 2 arkadaşın kim?
Benden önce gelen yoktur herhalde. Çünkü ben genelde hep erken gidip tedavi olup çalışıyorum. Caner ağabey, Fatih, Hakan ağabey onlar hep çalışıyorlar. Ama ben evde de durmaktan sıkıldığımdan kendini genelde tesislere atarım.
Birlikte sahneye çıkmak istediğin kadın sanatçı var mı?
Hiç düşünmedim bunları. Gülşen’in sahnesini çok beğeniyorum, gitmiştim. Gülşen olabilir. Ama Yıldız Tilbe hayranıyım. Yıldız Tilbe ile çıksam daha iyi olur.
Dakika 90, top sana çarpıyor ve ama hakem aut verdi, ne yaparsın?
Futbolun içinde ufak şeyler var. Çok bariz ise söyleye… Ama onun da görmesi lazım aslında.
Bunun bir anısını anlatayım. Tire’de oynuyorum o dönem. 3 takım şampiyonluğa oynuyoruz. Erzurumspor, Tire 1922 ve Kızılcabölük. Biz de onları takip ettiğimiz için Kızılcabölük-Erzurum maçına gittik. Şut attılar, kaleci topa değdi ama hakem aut verdi. Dakikada 85 falan herhalde. Tam hatırlamıyorum. Kaleci ‘benden çıktı’ dedi. Kızılcabölük de ya 1-0 önde ya da 0-0. Onlara yarayan bir sonuç var ortada. Korneri bir kestiler 1-0 oldu. Kaleciyi takımdan gönderdiler sezon sonu. Şampiyon da Erzurum oldu. Ne biz olduk ne de Kızılcabölük. Bariz olaylarda söylemek lazım. Zaten artık kolay kolay kaçırmıyorlar.
Türkiye’de biraz bu işler biraz zor. Bulunduğun ortam bulunduğun psikoloji sana her şeyi yaptırabilir.
Hayatında aldığın en büyük ders nedir?
Ben bir ara vazgeçmeye başlamıştım, geçen sene yaşadığım sakatlıktan sonra. Kötü günler geçti, çok kötü günler. Gerçekten çok zor günlerim geçti. O bana çok büyük ders oldu, vazgeçtiğimi hissetmek. Onu da emeklerimin vazgeçmemem gerektiğini anlatan çok yakın dostlarım oldu. Vazgeçmeyi hissetmek bana yakışmadı. Onu ders olarak aldım. Hiçbir zaman da vazgeçmeyeceğim bundan sonra.
‘Tamam artık ünlüyüm’ dediğim bir an var mı?
Çok önemsemiyorum ünlü olmayı. Samimi bulmayabilirler ama ben gerçekten çok önemsemiyorum. Çünkü çok önemli bir şey değil. Beni ben olduğum için seven arkadaşlarımla birlikteyim hala. İyi ki onlar var. Geçen sene düştüğümde anladım bunu. Ondan önce de böyle dönemler yaşadım kısa kısa. Allah bana bazen bu hayatta o dersleri veriyor. Kendi çizgimin dışına çıktığım zaman. Bu yönden çok şanslı hissediyorum kendimi. Uyarıldığımı düşünüyorum aslında. O yüzden ünlü, ünsüz benim için çok önemli değil.
Okuyucu Yorumları
0 Yorum