İTALYAN OYUNU: 1 kala

9 sene… Juventus’un İtalya’nın zirvesinde geçirdiği yıl sayısı.

Bu süre zarfında İtalya’da tam 6 kere hükümet 5 kere başbakan değişti. Yetmedi erkek basketbolunda 3 farklı şampiyon çıktı. Voleyboldan da bir selam vermemiz gerekirse karşımıza 4 farklı takım çıkıyor… La Gazzetta dello Sport’un enfes infografiklerine şükranlarımı sunarım…

Böylesine korkutucu bir hegemonya kurmak ise tahmin edilenden çok daha zor oldu. Sezon başında Massimilano Allegri ile yollarını ayırma kararı alan Juventus’un teknik direktör tercihi Maurizio Sarri olmuştu. Bu tercih birçok soru işareti ve heyecan sunuyordu futbolseverlere.

Nitekim Sarri, ‘sarriball’u oynatmaya çalışmakla geçirdi Torino’daki ilk aylarını. Bu dönem Sarri’nin karşısında çok ciddi bir yol ayrımıyla sonuçlandı. Ya oyun felsefesinin peşinden gidecek dünyanın en değerli oyuncularından biri olan Cristiano Ronaldo’ya kulübe görünecekti ya da klasik, alışılagelmiş Juventus futboluyla her şey devam edecekti. Kasım-Ocak arası dönemde Ronaldo ile yaşanan gerginliğin sahaya da olumsuz yansıması Juventus’un kırılma noktası oldu. 

Sarri, takıma kendi dokunuşunu katmaktansa makineyi zorlamamayı tercih etti. Bu doğrultuda Cristiano Ronaldo, Paolo Dybala, Miralem Pjanic gibi isimlerin kontrolünde Sarri’nin yönlendirmesiyle sezon kupayla sonuçlandı.

Yine de şu soru akla geliyor; kulüp tarihinin en başarılı ikinci teknik direktörünü kovup Sarri’yi getirmek takıma ekstra getirmediyse doğru bir hamle midir?

Bunun cevabı için Ağustos ayında Lizbon’da neler olacağını görmeliyiz ama Sarri için kupayla sonuçlansa da iyi bir sezon olmadığı söylenebilir…

Şampiyonlar Ligi’ne kalmayı başaran Inter, Atalanta ve Lazio’yu da tebrik etmeden geçmek istemem. Inter harika başladığı sezonu kendi içinde çözemeyip kupadan oldu. Atalanta, hücumdaki efektifliğini savunmaya yansıtamazken kırılganlığından çok çekti. Lazio ise unutulmaz bir hikayeyi yazmaya çok yakınken son bölümde mürekkebi bitti. Yine de bu sezon Serie A’nın yaşattığı heyecan, bu takımlar olmasa olmazdı.

Devam etmekte olan belki de son heyecana gelelim. Serie A’da kim kalıyor? Serie B’ye kim gidiyor?

Genoa ile Lecce arasında kıran kırana geçen mücadelenin son iki adımındayız. Genoa’nın altın değerindeki üç puanının ardından pes etmeyen Lecce, Brescia’yı yenip tekrar ‘biz daha pes etmedik’ dedi. Genoa’nın cevabı ise 2-1 kazandığı Sampdoria maçı ile beraber, ‘güzel denemeydi ama çok geç’ oldu.

Bu bağlamda sezonun son 2 maçına gelirken 17. Sırada bulunan Genoa, sezonun iyi ekiplerinden Sassuolo’ya konuk olup kendi sahasında Hellas Verona’ya karşı sezonu tamamlarken Lecce, Udine’ye gidip Udinese deplasmanından puan veya puanlar çıkartmak zorunda olacak. Lecce, Udinese’ye kaybetmesi halinde matematiksel olarak Serie A’ya veda ediyor.

Yine de Udinese karşısında puan veya puanlarla sahadan ayrılırsa kendi sahasında Parma ile oynayıp sezonu bitirecek. Genoa’nın şu anki form grafiği ve giden oyuncularıyla beraber Sassuolo ve Hellas Verona maçlarından 1 puan çıkarması dahi sürpriz olarak adlandırılabilir.

Savunmada sürekli aksaklıklar yaşan Cenova ekibinin, Sassuolo gibi ilerde etki gücü yüksek bir takım karşısında şansı çok düşük kalıyor.

Lecce tarafına gelecek olursak, Udinese’nin kendi sahasında iyi bir ekip olduğunu biliyoruz.

Herhangi bir iddiası olmasa da kendi sahasındaki Udinese’nin puan kaybetme ihtimali düşük bir ihtimal olarak görünüyor.

Okaka, Lasagna gibi isimlerin Lecce savunmasına çıkaracakları sorunlar Lecce’nin vedasına neden olabilir. Udinese karşısında bir şekilde kazanmayı başarırsa formsuz Parma’yı ağırlayıp kazanma şansına sahip olacaktır. Yine de bahsedilen ihtimaller düşük.

Haftaya sezon finalinde tekrar görüşmek üzere. Arrivederci.