İtalyan Oyunu: Mahşerin Dört Atlısı

Her geçen hafta bir önceki hafta neler yaşandığının önemi kalmayan Serie A’da bu hafta da hop oturup hop kalktık ama şöyle bir notu da belirtmem gerekiyor; hop oturup hop kalkan sadece biz değildik. Zirvedeki sıralar da fazlasıyla değişmeyi kendine hedef belirlemişler gibiydi. Ligin ilk dört sırasındaki ya da başka bir deyişle şampiyonluk hattındaki takımların performanslarını yazmak isterim. Bunu yaparken beşinci sıradaki Napoli de listede kendine yer buluyor. Hatta biz en iyisi oradan, Napoli-Juventus maçından başlayalım…

Juventus’un geçtiğimiz hafta Roma’yı yenmesinin ardından şampiyonluk yolunda hiç de azımsanmayacak bir şansı olduğunu düşünmüştüm ama bu hafta Napoli’ye karşı oynanan futbol büyük bir hayal kırıklığıydı. Lorenzo Insigne’nin, Napoli için attığı 100. gole de ev sahipliği yapan bu maçtaki Juventus, şaşırtıcı seviyede pasifti. Kaleye daha fazla şut atmış, daha fazla topa hakim olmuş olabilir ama bu istatistikler etkili olmaktan uzak noktalardaydı.

 Amatörce bir hatayla yaptırdıkları penaltı da adeta pastanın üstündeki çilek(!) olmuştu. Napoli tarafına gelecek olursak, Juventus’u nasıl yeneceğini bilen ve bu bilgisini sahaya yansıtan bir görüntü sundular. Bakayako-Zielinski ikilisi hücum bakımından etkisiz dursa da rakibinin Rabiot-Bentancur hattını tamamen sürklase edebilecek bir ikiliydi ve nitekim bunu da başardı. Lozano’nun da iyi bir maç geçirerek Cuadrado’yu defalarca zorlaması Napoli için kritikti. Bir de son olarak Gattuso’nun yeni imajı… Bir bakın derim.

Liderliğin değişmesine neden olan maça geldi sıra… Öncelikle şunu söylemek lazım maça geçmeden önce. Bu maçın sonucunu Milan’ın 2-0’lık mağlubiyeti şeklinde okumak, Spezia’ya hakaret etmekle eş değer bir noktaya denk gelmekte. Spezia, Milan’ı durdurma konusunda o kadar kendine güveniyor ve teknik direktör Vincenzo Italiano’nun planına sadıktı ki maçın ilk düdüğünde Milan için işlerin kötü gideceği anlaşıldı. Öncelikle maçın yıldızlarından Kevin Agudelo’yu düzen içinde serbest bırakarak, Kolombiyalıya “kontrol sende” deme cesaretini gösterdi. Yer yer kontrolü eline alınca maçı berbat edebilen Agudelo, etkili oldukça ofansif bir dizilişle sahaya çıkan Milan çözüm bulamıyordu. Hakan’ın yetersiz oyununu hatırlamamıza sebebiyet veren dişli Spezia orta sahasına kimse çözüm bulamadı. İlk yarıda tabelanın bozulmamasının sebebi Spezia’nın bitiricilik konusundaki noksanlığıydı. İkinci yarıdaysa Milan, iki jeneriklik gol gördü filelerinde. 

İlkinde maça hükmetti diyebileceğimiz Agudelo’nun taşıdığı topu ceza sahası içinde takım arkadaşlarıyla buluşturmasının neticesinde altı pasta yapılan paslaşmadan bir boş kale golü geldi. Bitiriş bakımından çok basit bir gol olsa da, golün bu kadar basit bir son vuruşla atılmış olması jeneriği hak etmesini sağlıyor. İkinci gol ise Simone Bastoni’nin kariyeri boyunca ayağından çıkan en iyi vuruşun kaleciyi avlamasıydı. Öyle bir gol izledik ki Serie A bu golü, haftanın golü seçti…

Roma kağıt üstünde belki de mücadele ettiği diğer rakiplerine göre şampiyonluk konusunda en az şansa sahip takım. Bunun sebeplerini anlatacak olursak sayfalar dolusu, taktiksel ve iletişim konularında içerik yapılabilir ama biz bu haftaya dönelim. Bir önceki maçında Juventus’a kaybettiği maçı izleyenleriniz olduysa Roma’nın neden bu ihtimale en az sahip takım olduğunu anlamışsınızdır. Udinese karşısında özellikle ilk yarıda ortaya koydukları oyun ve orta sahada hakimiyet kuran Veretout, maçı kontrol etti. Kendinden daha alt seviye takımlara karşı neredeyse hatasız bir futbol oynarken seviye yaklaştıkça ya da arttıkça oyundan kopan Roma için Udinese dişini geçirebildiği takımdı. Bu doğrultuda Veretout’nun kontrol ettiği oyuna eşlik eden Villar ve Mkhitaryan, Roma’nın orta sahasını daha da erişilmez kıldı ve 3-0’a ulaşmak hiç de zor olmadı…

Inter, Milan’ın berbat bir performans üstüne aldığı 2-0’lık Spezia mağlubiyeti sonrası liderlik için bu maça çıktığını sahada da gösterdi. Lazio gibi formda bir rakibini Serie B ekibi gösteren performansını mükemmelleştiren Belçikalı golcü Lukaku ile Arjantinli partneri Lautaro Martinez, Reina’nın koruduğu Lazio kalesini 3 kez havalandırdı. İşin komik kısmı ise genelde hatalarıyla öne çıkan Reina’nın iyi bir maç oynamasıydı. Reina’nın iyi oynadığı bir maçta defans ne kadar sahadan silinmiş olacak ki paramparça olarak kaybettiler. Özellikle maçın sonucunu tayin eden golde Lukaku’nun sol taraftan Lazio’nun tecrübeli ismi Parolo’nun nefesini kestiği asist, maçın özeti niteliği taşımakta. Lazio için maalesef olumlu bir şey söylemek bu maçta mümkün değildi. Unutmak isteyecekleri bir maç olsa gerek…

Haftaya Milan’ın ev sahipliğinde gerçekleşecek Milan-Inter maçı, şampiyonluk yolunda kritik önem taşıyan bir derbi konumuna geliyor. Sırf bu sebeple bile önümüzdeki haftanın en önemli maçı olacaktır. Sadece İtalya’da değil, tüm Avrupa’da…