İTALYAN OYUNU: Al Dente

Pandemi sonrası İtalya Serie A’da futbola doymaya devam ettiğimiz bir hafta daha geride kaldı. Burada kastettiğim hafta, fikstür haftasından ziyade, yılı 52 parçaya ayıran hafta. Malum, her 2 günde bir yeni maç haftası başlayınca fikstür haftasını karıştırmamak zorlaşıyor. Yine de izlediğimiz oyun makarnamızın al dente olması gibi doyurucu ve dişe geliyor.

Bu haftanın başlangıcı, ligin göze en hoş gelen ve bu oyunla sonuç almayı bilen iki takımının mücadelesi, yani Atalanta-Lazio maçıydı.

Sezonun ilk yarısında Olimpico’da oynanan maçın karbon kopyası denecek seviyede aynısı olan mücadeleye Lazio, fırtına gibi başladı. Ki çift haneli dakikaları göremeden tabela, Lazio lehine 2-0’ı gösteriyordu.

Ama oyun bu noktada durmak yerine, takımların bize ismen sunduklarının gerçekleşmesiyle farklı bir hal aldı. Atalanta devreye 1 farkla geride giderken Lazio, oyunun kontrolünü tamamen kaybetmişti.

Rüzgarı arkasına alan Atalanta, ikinci yarıda önce eşitliği ardından da galibiyeti yakaladı. Atalanta’nın yıllar içerisinde kazandığı takım olma bilinci ve mağlubiyeti kabullenmeme hali onlara çok kritik bir galibiyet getirdi. Haftanın ilerleyen kısımlarında oynadıkları Udinese maçında da 3-2’lik galibiyete aynı hırsla ulaştılar. Bergamo temsilcisi için üst üste ikinci Şampiyonlar Ligi vizesi gelmek üzere…

Lazio ise bu mağlubiyetin ve şampiyonluk yarışında aldığı yaranın şokunu atlatamadan kendi sahasında Fiorentina’yı ağırladı. Floransa temsilcisinin yer yer oyuna hükmetmesi Lazio’da suratları ekşitti.

Bir de ardından gelen golle mağlup duruma düşmek tam bir kaostu. Serie A’daki herhangi bir takıma karşı bu durumdan kurtulabilecek çok az sayıda takım mevcut. Lazio, o takımlardan biri. Bu sebeple de karaları bağlamak yerine sonuca gitmeye çabaladılar ve önce Immobile’nin penaltısı ardından Luis Alberto’nun golü, Roma’nın mavi tarafının şampiyonluk umutlarını sürdürdü.

Roma’nın diğer tarafı ise istediğini almaktan çok uzak bir görüntüye sahip. Önce Sampdoria karşı çok zor bir üç puan ve yetersiz futbol. Ardından Milan’a karşı deplasmanda gol atamadan alınan mağlubiyet, Roma için Şampiyonlar Ligi hayallerinin bitmesinin nedeni oluyor. Köprüden önceki son çıkış tabelasını görmek için daha doğru bir zaman yok. Nasıl bir reaksiyon göstereceklerinin cevabını sadece Paolo Fonseca ve oyuncuları biliyor…

Inter için işler iki ileri bir geri devam ediyor. Kendi sahasında Sassuolo’ya kaybedilen iki puan ve başta Gagliardini’nin şutu olmak üzere defalarca elinin tersiyle itilen maçı koparma şansı bize skordan fazlasını anlatıyor.

Inter iyi başladığı bir sezonu vasat bir şekilde bitirmeye doğru emin adımlarla ilerliyor.

Parma deplasmanından çıkarılan 3 puan bile istenen etkiyi yaratamadı Milano temsilcisi için. Inter’in bir ritim yakalaması lazım aksi halde şampiyonluk umutlarıyla ilerledikleri sezonu Atalanta’nın gerisinde dördüncü bitirecekler.

Napoli’nin pandemi sonrası yakaladığı ritimle beraber Avrupa’ya katılma hedefinin önünde duran sıradaki rakibi Serie A’ya tutunmak için son şanslarını da kullanamayan Spal’dı. Napoli’nin oyuna hükmettiğini söylemek yanlış olmaz. Gattuso’nun öğrencileri, Spal’in hücuma çıkmasına yer yer tanıdığı fırsatlarla hızlı hücumlar yakaladı. Bu hücumlarda gole de ulaştı. Spal ise özellikle ilk yarıda gerçekten etkiliydi. Bu doğrultuda beraberliği de yakalyan Ferrara ekibi seviye farkına boyun eğdi ve Serie A’da son günleri olduğunu futbolseverlere gösterdi…

Juventus, geçtiğimiz hafta Bologna karşısında sahaya yansıttığı enerji ve tutkuyu Lecce’ye karşı da gösterdi. Oyunun ilk yarısında Lecce’nin Juventus’a karşı iyi bir savunma yaptığı söylenebilir. Ama ikinci yarıyla beraber manzara gece ile gündüz kadar farklıydı. Bu maçta aldığı galibiyet, sezonun ilk yarısında Cagliari’ye karşı aldığı 4-0’lık galibiyetle sadece skor olarak değil oyun ve akış olarak da aynıydı.

Rüzgarı arkasına alan bir Juventus’un durdurulmasının ne kadar güç olduğunu İtalya biliyor.

Sahadaki oyun, bu rüzgarın Juventus’un arkasında olduğunu gösteriyor. Ayrıca Miralem Pjanic’in Barcelona’dan Arthur’la takaslanması da maç kadar dikkat çeken bir haberdi.

Çoğu sinemasever için vizyon filmlerinin yanında festival filmleri de önem taşır. Sassuolo, Hellas Verona maçı, adeta bir film festivalinde karşınıza çıkan ve dolu bir salonda izlemediğiniz etkileyici filmdi. Tam 6 golün olduğu mücadelenin dikkat çeken bir diğer tarafı ise ev sahibi Sassuolo’ydu.

Aynı hafta içinde, aynı skorla bir maçtan ayrılan yeşil-siyahlılar, Hellas Verona’ya karşı da aynı tempodan vazgeçmemişlerdi. “Neden?” başlıklı yazımda Roberto de Zerbi ve Sassuolo’ya dair Bong Joon-Ho’nun “Altyazı denen 1,5 inçlik bariyeri aştığınızda, daha birçok iyi film izleyebileceksiniz” sözünü hatırlatmıştım.

Futbolseverlere buradan tekrar bir çağrıda bulunmak istiyorum; maçları adından dolayı değil oyundan dolayı izleyin.

Hoşça kalın.