Anadolu Ekspresi: Lider Gaziantep

Çaykur Rizespor’la Antalyaspor arasında oynanan mücadelenin ardından sıkışık fikstürde bir sonraki durağımızın neresi olduğunu öğrenmek için Zonguldak Tren Garı’na döndüğümde, bir aydır yolculuk yapmadığım için makinist odasına girdiğim zaman karşımda beliren beyaz zarfların yokluğunu da unutayazmıştım. Ta ki, odama girdiğimde beni bekleyen beyaz zarfı görene kadar... Geride bıraktığımız 2020 yılına tam 10 yolculuk, 10 ayrı hikaye sığdırdıktan sonra 2021 yılının herkese mutluluk, sağlık ve birliktelik getirmesi hayaliyle birlikte yeni yılın ilk rotasını öğrenmek için zarfı açtım ve bir sonraki rotamın Gaziantep olduğunu gördüm. Gaziantep Tren Garı uzun zaman önce yolculara kapanmış, salt yük trenleri için kullanılıyordu ancak editörüm bu sıkıntıyı da çözmüş ve trenimle birlikte Gaziantep’e ulaşabilmem için gerekli izinleri almıştı. E her şey hazır, yola koyulmanın vakti gelmiş de geçiyor.

Zonguldak’tan Gaziantep’e doğru olan yolcuğumda Gaziantep Futbol Kulübü ve MKE Ankaragücü karşılaşmasını düşünüyordum. Rumen teknik direktör yönetimindeki Gaziantep, ligde inanılmaz bir performans göstererek zirve yarışının içerisindeydi. Ankaragücü tarafında ise çok kötü başlayan lig, Fuat Çapa’dan boşalan teknik direktörlük koltuğuna Mustafa Dalcı’nın gelmesiyle bir anda farklı bir hale gelmişti. Tesadüf, Ankaragücü teknik direktörü Dalcı’nın Ankaragücü’yle anlaşmadan 2 gün önce Zonguldak Kömürspor teknik direktörlüğünden ayrılarak Ankara ekibinin yolunu tutmuştu, tıpkı bizim rotamız gibi.

Ankaragücü cephesinde yaşanan bu değişikliğin ardından oynanan 8 karşılaşmanın dördünü kazanarak 13 puan toplayan Ankaragücü hem ligdeki ilk galibiyetlerini almış hem de bir anda kendisini küme düşme potasından çıkmaya çalışan bir ekip olarak bulmuştu. Yeniden Gaziantep cephesine döndüğümüzde ise yaklaşık iki senedir Marius Şumudica ile çalışan kırmızı-siyahlı ekip, bu sezon oynadığı 15 karşılaşmanın 7’sini kazanmış ve sadece ligin ilk haftasında Galatasaray’a kaybetmişti. Bu maçı kazanırsa liderlik koltuğunu Beşiktaş’tan alacak olan Gaziantep ekibi için kritik olan bu karşılaşma aynı zamanda Ankaragücü için de küme düşme hattından dışarı çıkmak ve şehrin asi çocuğu Gençlerbirliği’ni küme düşme hattına sokmak adına oldukça önemliydi.

Bu düşüncelerle birlikte Gaziantep’e geldiğimde COVID-19 salgını sebebiyle sessiz, sakin bir şehrin beni bulacağını düşünsem de caddelerin oldukça kalabalık, trafiğin yoğun olduğu post-COVID dönemi yaşayan bir şehir görünce oldukça şaşırdım. Maç gününe kadar kalacağım otelin şehir merkezinde olduğunu gördüğüm zaman ilk başta sevinsem de yıllardır görüşemediğim bir arkadaşımın Gaziantep’te yaşadığını hatırlayınca kendisini aramayı düşündüm ama sonrasında işim düştü, aradım durumuna düşmemek için sessizce otelimin yolunu tuttum. Şehir merkezindeki otelin çevresindeki kebapçılar sebebiyle otelin içi ve hatta odaların içi de olduğu gibi et kokuyordu ancak yapacak bir şey yoktu. Gaziantep’e kadar gelmişken bundan şikayet etmek, bir vejetaryen olarak benim için dahi bir şımarıklık sayılabilirdi.

MAÇ GÜNÜ

Et kokuları içerisinde yüzen odamda uyandığımda maça henüz 4 saat olduğunu görünce sevinerek civardaki bir yerde şehrin ünlü dürümlerinden nohut dürümü yedim. Nohut dürümünün mideme oturmasını umursamadan üstüne bir de tatlı yediğimde şehirde daha fazla gezersem maça gidemeyeceğimi fark ederek şehrin oldukça dışında kalan Kalyon Stadyumu’na doğru yola koyuldum.

Esnaf ve polislere stadyuma nasıl gidebileceğimi sorduğumda, maçlar seyircisiz olduğu için otobüs seferleri olmadığını öğrendiğimde stada gidemeyecek miyim diye telaşlandığımı gören polis memuru “Benim devriyem birazdan bitiyor, bana gel birlikte izleriz.” dedi. Bu nazik daveti kırmanın çok hoş olmayacağını düşünerek, “peki ağabey, öyle yapayım.” dediğimde, stadyuma gitmiyor oluşumun başıma bu seferlik pek sıkıntı olmayacağını düşünerek polis memurunun yanında devriyenin bitişini bekledim. Beklerken de eski Kamil Ocak Stadyumu’nun yerinde esen yellerin karşısında “I LOVE GAZIANTEP” modellemesi arasında fotoğraf çekinen insanları izledim.

Polis ağabeyin mesaisi bittiğinde muhabbet edebilme şansımız da oldu, adı Erdal’mış. Maça yarım saat kalmasından mütevellit hızlıca evine gittiğimizde bekar olduğunu da öğrenmiş oldum. Geçen yıl sözlenmiş ama sonrasında olmamış. Üstünkörü bahsederken bile yüzünün asıldığını görünce sorularımla canını daha çok sıkmak istemedim. Televizyonun karşısında kurulduk ve maçı beklerken muhabbeti futbol üzerinden ilerletmeye başladık.

Erdal ağabey aslında Gaziantepspor taraftarıymış ama ortada takım kalmayınca, memlekettir diyerek Gaziantep Futbol Kulübü’nü desteklemeye başlamış. Yaşadığı şehrin takımını tutan insan kalmadığı için köklü kulüplerin de bu hallere geldiğinden hatta Karabükspor, Mersin İdman Yurdu gibi yok olduğundan bahsetti. Anadolu futbolundan bahsediyorduk ki maç başlayınca muhabbetimiz de maça döndü, eski konular yarım kaldı.

Maç hakkında muhabbetimizin koyu olacağını sansam da Erdal ağabeyin maç anında pek konuşmaması, devre arası geldiğinde “Bu Ankaragücü’ne ne olmuş ya çatır çatır oynuyorlar” yorumuyla bir değerlendirmeye dönüştü. Gerçekten de Fuat Çapa’nın her fırsatta bahsettiği Ankaragücü’nün 2023 yılına kadar altyapısından gelecek oyuncularla birlikte üst sıraları hedefleyen takım olma arzusu, Çapa’nın gidişi Dalcı’nın gelişiyle gerçekçi bir hayale dönüşme fırsatı yakalamıştı. Hücumda Börven gibi kariyerinde gol krallığı yaşamış bir ismin geçmişe dönüş sinyalleri vermesi, geri hatta ise Kitsiou gibi Ankara ekibi için bayrak isim haline gelmiş bir ismin Atakan Çankaya’nın özverili oyunuyla birleşince bambaşka bir Ankaragücü izleme şansını bizlere sunmuştu. Gaziantep’te ise cezası biten Maxim’in orta sahada oyunu her zamanki gibi ustaca yönlendirmesiyle televizyon başında izleyen bizlere oldukça keyifli anlar sunmuştu.

İkinci yarı başladığında ise Gaziantep FK oyuna ağırlığını koymaya başlamıştı. Maxim’in ortasında Djilobodj’nin kafasıyla gole yaklaşan Güneydoğu ekibi, dakikalar 69’u gösterdiğinde Muhammet Demir’in pasında Maxim ile 1-0'lık üstünlüğü yakalamıştı ancak yardımcı hakemin bayrağını kaldırmasının ardından geçersiz sayılmıştı. Ankaragücü için son 21 dakikada galibiyet şansı yaratan bu pozisyon, VAR incelemesi sonucunda golün geçerli sayılmasıyla sonuçlanınca Gaziantep, son 21 dakikaya 1-0'lık üstünlükle girdi. Bu dakikadan sonra Ankaragücü’nün Lobzhanidze ile yakaladığı tek pozisyon dışında Gaziantep FK hakimiyetiyle devam eden karşılaşma, 96’ıncı dakikada Ankaragücü savunmasının oyundan düşmesi sonucunda bulduğu bomboş alanda Enver Cenk Şahin’in kaleciden dönen ilk şutunu sonrasında tamamlayacak kadar fırsat bulmasıyla 2-0'lık Gaziantep üstünlüğüyle sonuçlandı.

Maçın bitmesiyle birlikte Gaziantep’in liderliğini kutlayan Erdal ağabey, beni tren garına bırakmak isteyince pek kem küm etmeden bu teklifini kabul ettim. Gaziantep benim için garip deneyim olmuştu. Erdal ağabeyi incelemekten pek maça konsantre olamamıştım ancak yine de ligimizin yeni lideri Gaziantep Futbol Kulübü’nün oyunu kadar Şumudica’nın saha kenarındaki dansları da günümü güzelleştirmişti.

Bir sonraki yolculuklarda görüşmek dileğiyle...