Anadolu Ekspresi: Türkiye'nin Kupası

Anadolu Ekspresi ile olan yolculuğumuz Gaziantep’i lider yaptıktan sonraki süreçte Gaziantep FK’nın teknik direktörü Marius Şumudica’yı koltuğundan eden bir hale dönüştükten sonra bunun sadece kötü bir rastlantı olduğunu düşünerek rotamızı nereye doğru çizeceğimizi düşünmeye başladık. Şumudica’nın ardından Bülent Korkmaz’la anlaşacakları söylenen kırmızı-siyahlı ekibin teknik direktör arayışında olduğu süreçte nasıl bir performans sergileyeceğini de merak ettiğim için rotamı Konya’daki Ziraat Türkiye Kupası karşılaşması, Konyaspor-Gaziantep FK maçına kırdım ve Ankara’dan kısa bir tren yolculuğu ile birlikte Konya’ya doğru yola çıktım.

Kısa süreli yolculuğumda Ziraat Türkiye Kupası’nın takımlar için kısa yoldan Avrupa’ya gitme şansı doğurmasına ve prestij kazandırma şansı olmasına rağmen neden takımların pek ciddiye almadığını düşünsem de aslında her şey ortadaydı. Kulüplere Türkiye Kupası için verilen ücretler çoğu takımın maç başı ücretlerini dahi karşılamıyordu. Takımlarımızın da yaşadığı maddi zorluklar içerisinde ligden gelecek olan galibiyet/beraberlik paralarına daha çok ihtiyacı olduğu için kupa karşılaşmaları, gençlerin forma giyeceği bir organizasyon olarak görmekten öteye geçemiyordu. Türkiye Kupası’nın statü gereği yayıncıların oyuncağı olması ve ülkedeki futbol anlayışının 4-5 takımın etrafında şekillendiğini düşününce, her zaman örnek olarak karşımıza çıkartılan İngiltere Federasyon Kupası gibi bir gelenek yaratamamış olması da pek şaşılası bir durum değil. Sürekli değişen eliminasyon sistemi, takip edilmesi zor olan ikili maçlar, kime göre büyük olduğu anlaşılamayan takımları finalde karşılaştırabilmek için hayatta olan seribaşı sistemi... Çok sıkıntılı bir kupa idaremiz var gerçekten.

Tüm bu kötülükler arasında Gaziantep FK’nın Şumudica’sız ilk maçını ve Konyaspor’un İsmail Kartal ile sürdürdüğü iyi gidişatı birkez daha canlı izleyebilmek için Konya’ya vardığımda şehir, COVID-19 sürecinde gittiğim her şehir gibi sessiz ve aceleciydi. İnsanların bir yerlere yetişme, marketten eksiksiz şekilde bir şeyler alma, birbirlerinden mümkün olduğunca uzak durma gibi telaşeleri içerisinde görünce ben de pek oyalanmadan direkt stadın yolunu tuttum.

Kupayı daha önce Aykut Kocaman yönetimde müzesine götüren Konyaspor ve ligdeki iyi gidişatını kupada da sürdürmek isteyen Gaziantep FK, tam kadroya yakın takımlarla sahada olacağı haberini alınca nasıl bir karşılaşmanın bizi beklediğini görmek için Konya Büyükşehir Belediye Stadyumu’na gittiğimde karşımda hafta içi olması sebebiyle sessizlik hakimdi. Stadyumun içinden gelen müzik sesleri, ısınan oyuncuların sesleri ve antrenörlerin düdük sesleri arasında tribüne girdiğimde taraftar olmadığı için her manada soğuk bir tabloyla karşılaştım ancak artık alışmıştım...

Şumudica’nın gidişinin ardından ilk maçta da 3’lü savunmayı bozmayan Gaziantep FK, karşılaşmaya hızlı başlayarak pozisyonlar bulmaya başlamıştı. Sağ çizgiden içeriye çevrilen topu çizgiden çıkartan Konyaspor defansı, maça pek de iyi başlayamamıştı. Gaziantep’in set oyunu kurma çabası içerisinde olduğu bir hücuma çıkış anında yapılan hatalı pas sonucu topu kapan Konyaspor, hızlı hücumda gole yaklaştı ancak top sol köşeden kornere gitti. Sol kornerin ardından bir de sağdan korner şansı kazanan Konyaspor, Bytyqi'nin köşe vuruşunda ceza sahası içerisinde yükselen Daci'nin kafa pasında Anicic topu ağlara gönderdi ve Konyaspor karşılaşmada 1-0 öne geçti.

İlk golün ardından oyunda kontrolü eline geçiren Konyaspor, yine bir Gaziantep FK hücumunda soldan uzun top gönderen Konya defansı, kenardan Ömer Ali Şahiner’in defanstan kaptığı top sonrasında faul bekleyen Gaziantep cephesi, bekleyişin ardından 39. Dakikada topu ağlarında görünce karşılarında daha zorlu bir 51 dakika vardı.

Konyaspor, 2-0'ın ardından sahadaki üstünlüğünü iyice kabul ettirdiğinde Gaziantep FK için işler iyice zorlaşmıştı. İkinci yarıda oyun üstünlüğü zaman zaman eline geçiren kırmızı siyahlılar, bu üstünlüğü 90. dakikada Muhammet Demir’in ayağından bulduğu gole kadar herhangi bir harekete dökemeyince 90. dakikadaki gol de Gaziantep’in kupada devam etmesine yetmedi ve Konyaspor adını çeyrek finale yazdırdı.

Maçın bitmesiyle birlikte ben de stadyumdan ayrılarak Anadolu Ekspresi’mle birlikte bir sonraki rotamın yolunu tutmak için tren garına doğru ilerlemeye başladım.