Fransız Mutfağı: Bizimkiler

Başlangıçlar

Milli takım arasından hemen sonra; Manchester United maçından hemen önce çıktığı Nimes deplasmanında sorun yaşamak istemeyen PSG için maç, istemedikleri şekilde başladı. Nimes’in çok sert oyunu; önce Lucas Deaux’un ‘turuncu kartlık’ hareketiyle Paredes’i oyunun dışına aldı. Birkaç dakika sonrasında da Landre, ‘o iş öyle olmaz Lucas’cığım...’ dercesine ilk maçını oynayan Rafinha’nın kaburgasında kalıcı bir iz bıraktı ve oyundan atıldı.

Bu dakikadan sonra da Nimes kalecisi Reynet ve PSG hücumcuları arasında bir düello başladı. İnanılmaz toplar çıkaran tecrübeli kaleci, maçın son bölümüne kadar farkın artmasını önlese de; iki topu direkten dönen Florenzi’nin attığı ikinci gol, maçı farka götürdü. PSG adına günün yıldızı ise dört golün üçüne katkı yapan ve bir gol, iki asistle maçı bitiren Sarabia oldu.

Haftaya lider giren Rennes, milli aradan önce, tek puanı olan Reims’i ağırlamıştı ve rakibinin ikinci puanını almasına engel olamamıştı. Ne kötü tesadüf ki; bu maç öncesinde Dijon’un da ligde sadece bir puanı vardı. Maça beklendiği gibi rakip yarı alanda başlayan Rennes, sağ önde oynayan Del Castillo’nun sürekli içeriye dalması ve arkasına açtığı alanlara Traore’nin girmesiyle Dijon sol beki Chala’yı çok zor durumda bıraktı. Yine bu iki oyuncunun baş başa kaldığı bir anda Chala’nın yaptığı hata sonrası topu kapan Traore, Terrier’e çıkardığı topla takımının öne geçmesini sağladı. İkinci yarıya hiç beklenmedik şekilde çok daha cesur giren ev sahibi, Ebimbe önderliğinde bir ‘koş-koş’ oyununa başladı ve Şampiyonlar Ligi’ndeki Krasnodar maçını düşünmeye başladığı görülen Rennes’i çok zor durumda bıraktı. Çok fazla pozisyon üretemeseler de Balde’nin dayanıklılık dersi verdiği müthiş golüyle puanı kurtardılar.

Ara Sıcaklar

Şefin Tavsiyesi, fire vermeye devam ediyor. Milli takım arası öncesi izlemenizi önerdiğim Monaco-Montpellier maçının ilk yarısında neredeyse hiçbir şey olmadı. Neredeyse dememin tek sebebi de Montpellier’in en önemli oyuncusu Teji Savanier’in 19.dakikada gördüğü kırmızı karttı. İkinci yarının hemen başında Mavididi’yi oyuna alan Montpellier teknik direktörü Der Zakarian, bunun karşılığını beklediğinden erken aldı.

 Sidibe’nin hatasında savunma arkasına sızan İngiliz oyuncu, topu çok iyi taşıyıp net bir son vuruşla eksik kalan takımını öne geçirdi. Bu golden sonra zahmet edip hamle yapma kararı alan Kovac, Fabregas’ın oyuna girişiyle en azından oyunda istediklerini elde etmeye başladı. Rakibi ceza sahasına kapatan ve ceza alanı etrafında cirit atan Monaco, özellikle ikinci yarıda rakip savunmanın başına bela olan Gelson Martins’in kazandırdığı penaltıyla beraberliği yakalasa da; yoğun baskısı ikinci golü getirmedi ve bir puanla yetindi.

Geçen sezonun sürpriz takımı Reims için yeni sezon kabusu sürüyor. Galibiyetsiz çıktıkları Lorient maçına da iyi giremeyen ev sahibi, buna rağmen Moreto Cassama’nın harika golüyle öne geçti. Ancak bu golden sonra 1-0’ın yeterli bir sonuç olduğunu düşünüp hiçbir şey yapmama haklarını kullandılar. Ligin ilk maçını kazandıktan sonra galibiyet alamayan konuk ekip Lorient, skorun da etkisiyle oyunu kontrol eden taraftı. İkinci yarıda buna biraz da tempo eklemeleri maçı çevirmeleri için yeterli oldu. Reims kalecisi Rajkovic’in ikramları ve Moreto Cassama’nın atılmasıyla 10 dakikada her şeyi lehine çeviren Lorient, özellikle 1999 doğumlu forveti Moffi’nin büyük efor koyduğu maçı 3-1 kazanıp bu sezonki ikinci galibiyetini aldı.

Ana Yemek

Ana yemekte bizim mutfak var... 7.haftanın liderini belirleyecek olan Kuzey derbisinde Lille ve Lens haftanın kapanışını yaptı. Bu satırlarda sıkıcı futbolunu sıklıkla eleştirdiğim Lille, Marsilya deplasmanından beri yüz kızartmaya devam ediyor. Lens’i ağırladıkları maçın her dakikasını domine eden ve seviye farkını bariz şekilde ortaya koyan Lille, çok net bir galibiyetle lig liderliğini aldı. Özellikle Zeki ve Araujo’nun bulunduğu sağ kanadı inanılmaz iyi işleyen Galtier’in takımı, orta sahada Renato Sanches’in de bağlantı oyuncusu rolünü benimsemesiyle, sezon başına oranla çok daha homojen bir takım görüntüsü vermeye devam ediyor. Her iki takımın da günlerdir büyük bir heyecanla beklediği maçın yıldızları ise bizimkiler oldu. Açılışı Burak Yılmaz’ın yaptığı, Zeki’nin ikinci goldeki asistiyle takımını rahatlattığı maçta; kapanışı da Yusuf Yazıcı şık bir vuruşla yaptı.

Tatlı

Haftanın tatlısı, Ligue 1 klasiği olan Marsilya-Bordeaux maçı... Veledrome’daki mücadele, Florian Thauvin’in ligin en iyi kalecilerinden olan Costil’i çaresiz bırakan olağanüstü golüyle başladı. Çok tempolu ve sert geçen ilk 15 dakika sonunda Costil ile Thauvin, bir de penaltı vuruşunda karşı karşıya geldi ve düellonun galibi bu kez Costil oldu. Kaçan penaltının ardından temposu düşen maçta; Ben Arfa’yı kullanabilmek için Adli’yi sol tarafa atan Bordeaux, oyun merkeze çok fazla sıkışınca çözüm üretemedi. İkinci yarının ilk 20 dakikasında sol beki Amavi’yle fark yaratan ve skor üreten Marsilya, dört maç aradan sonra kazanırken; sıkışık fikstürü öncesi derin bir nefes aldı.

Haftanın Performansı: Lille

Haftanın Golü: Florian Thauvin (Marsilya-Bordeaux)

Şefin Tavsiyesi: 24 Ekim’i 25 Ekim’e bağlayan gece, -Türkiye hariç- tüm dünyada kış saati uygulamasına geçiliyor. 8. haftanın en önemli maçı olan Lyon-Monaco maçına bakarken öğrendim. Maç 23:00’da oynanacak. Kaçırmayın...