ADA GEZİLERİ: CAS, güç, para

Ada Gezileri’ne hoş geldiniz. Bu hafta yazımızın büyük bölümünü Manchester City’nin CAS’tan dönen men cezasına ve karara gelen farklı tepkilere ayırdık…

Gezimiz başlıyor…

MANCHESTER CITY’NİN İPTAL EDİLEN CEZASI VE SONRASI

CAS, Manchester City’nin 2 yıl Avrupa Kupaları’ndan men cezasını kaldırdı ve İngiliz kulübünün krizden 10 milyon Euro para cezası ile kurtulmasını sağladı… Karar futbol dünyasında tartışmalara neden oldu…

CAS’ın kararının gerekçesi, Finansal Kontrol Kurulu'nun ortaya koyduğu delillerin yetersizliği ve ihlal iddialarının çoğunun 5 yıllık zaman aşımına uğraması…

Bu aşamada iki soru ortaya çıkıyor.

Birincisi madem City suçsuz neden 10 milyon Euro para cezası aldı, diğeri de UEFA yetersiz delille ve kurallara aykırı bir biçimde ceza mı verdi?…

Karar, Manchester City gibi harika bir takımı futbol severlerin Şampiyonlar Ligi’nde izlemeye devam edeceği anlamına geliyor tabii ama durumun bir de ahlaki boyutu var… Tartışmaların çoğu da burada yoğunlaşıyor…

Yani kabaca ifade etmek gerekirse, ‘para ve güç yine kazandı ve zor durumdan kendisini kurtarmayı başardı’ düşüncesi ağırlık kazandı…

Biliyorsunuz ki Manchester City kulübünün sahibi Birleşik Arap Emirlikleri’nden Şeyh Mansur... Dünyanın en zengin ailelerinden birinin mensubu…

Özellikle Avrupa’da futbol dünyası Mansur gibi serveti hesap edilemeyen güçlü isimlerin futbol kulüplerini satın almasından ve servetlerini harcayarak kısa sürede oluşturdukları güçlü kadrolarla futbol düzenini alt üst etmelerinden çok rahatsız…

Zaten bu rahatsızlık UEFA’nın FFP gibi denetimler getirmesine neden oldu. Ancak bu örnekten yola çıkarak bu güçlü isimlerin ve kulüplerinin dokunulmaz oldukları ve paranın yine galip geldiği yönünde eleştiriler var…

Örneğin Hollanda’nın NRC Handelsblad gazetelerinde yer alan şu yoruma bir bakmak gerekir…

“CAS kararı, şeyhler, Rus milyarderler ve iş dünyasındaki diğer kodamanların ellerinde olmayan tüm kulüpler için bir yenilgidir. ... Manchester City ve Paris Saint-Germain gibi yeni zengin takımlar, petrolle finanse ettikleri zafer seferlerinde frenlenmeyecek olursa Ajax Amsterdam gibi normal takımlar Şampiyonlar Ligi'nde nasıl bir fark yaratabilir? ... UEFA'nın bir görevi var, o da futbolda finansal dopingi önlemek için kendi kurallarını keskinleştirmek.”

Bu yorum, futbolun oyuncu yetiştiren, sistem kuran, üreten ülkelerinde kararın nasıl karşılandığını ortaya koyması açısından önemli…

Bir başka çarpıcı yorum da Alman radyosu Deutschlandfunk’tan…

“Daha küçük çaplı birçok kulüp sırf finansal fair-play ihlalleri yüzünden lig dışı bırakılırken Manchester City ezici kanıtlara rağmen cezadan kurtulmayı başardı. ... Bugün verilen karar bir skandal değil, sadece bir kez daha futbolun ne kadar kirli bir iş olduğunu ve üst düzey futbolu ellerinde oyuncak yapıp bununla dünya siyaseti üzerinde nüfuz satın almaya çalışan Arap yatırımcılara teslim olduğunu gösteriyor.”

Özellikle ikinci yorum için şerhimizi koyalım.

Kulübün zengin sahibinin hangi milletten olduğunun önemi olmamalı, yaptıklarına bakılmalı… Tabii Avrupa’da “bizden olan ve bizden olmayan” takıntısı çok yaygın. Bunu bir yana bırakıp eleştiriye göz atacak olursak çokça haklılık payı var. Paranın futbolda ortaya çıkardığı tahribat bir savaşa dönüşmeden çözülse iyi olacak. Ancak geçmişte UEFA ve FIFA başta olmak üzere birçok lig ve organizasyonda alınan bazı kararlar, yapılan bazı uygulamalar ‘paranın gücünü’ net bir biçimde ortaya koymuş, kurumların bu eleştirilen para babalarına hep destek verdiğini göstermişti…

Manchester City kararını da bu bağlamda görenlerin sayısı hiç de az değil…

KLOPP VE MOURINHO BİLE İSYAN ETTİ

Dedik ya bu tartışma kolay kolay bitmez. Futbolun her aşamasından isimlerin konuyla ilgili açıklamaları geldi. Ancak Manchester City’nin Premier Lig’deki önemli rakipleri Liverpool ve Tottenham’ın teknik direktörlerinin yorumları dikkat çekiciydi.

Klopp, "Manchester City'nin Şampiyonlar Ligi'nde olmasından mutluyum ancak dünün futbol için güzel bir gün olduğunu düşünmüyorum" ifadeleri ile konuya dahil oldu ve kararı eleştirdi…

Alman teknik adam ayrıca bu kararla FFP kurallarının geleceği konusunda kafasında soru işaretleri kaldığını da belirtti. Aslında Klopp, özetle, ‘böyle giderse ne kurallar ne de FFP kalır’ demek istedi…

Tottenham Teknik Direktörü Jose Mourinho’nun yorumuysa kendisinden beklendiği gibi daha sertti. Mourinho kararı "utanç verici" olarak nitelerken, "Manchester City eğer suçsuzsa neden 10 milyon Euro para cezası aldı. Eğer suçlularsa Avrupa kupalarından men edilmeliler.” dedi.

Peki iki teknik adam neden bu karara yüksek perdeden tepki gösterdi ve bu konuyla neden bu kadar çok ilgilendiler. Sanırım onlar da zaten finansal olarak çok güçlü olan rakiplerinin bu kararla (aslında eleştirilerin altından City’nin kayırıldığı ve bu kararla önlerinin daha da açıldığı düşüncesi var) çok daha güçlü hale gelecek olmasından endişe ediyorlar…

Diğer taraftan Manchester City’nin teknik direktörü Pep Guardiola konu hakkında ne diyor?... Ona göre ise en başından beri suçsuz olan Manchester City, özür dilenmeyi hak ediyor…

PREMIER LİG’E İKİ TÜRK DAHA MI?

Türkiye’de yabancı sayısı kararı tartışılıyor, önceki kararın Türk futbolunun Avrupa’ya açılmasında önemli bir eşik olduğu konuşuluyor.

Aslında geriye dönüp baktığımızda bu anlamda önemli kazanımlarımız oldu ve Avrupa piyasasında birçok oyuncumuz Türk futbolcusunun imajını yukarıya çekerek başka isimlerin önünü açtı. Yeni karar bu güzel gidişi durdurur mu göreceğiz. Geçtiğimiz günlerde iki Türk futbolcusunun Premier Lig’e transfer olacağı yönünde haberler gelemeye başladı. Bunlardan biri Uğurcan Çakır…

Trabzonspor’un genç kalecisi Uğurcan Çakır Türk futbol severlere nasıl bir kaleci olduğunu bir süredir gösteriyordu. Onu Avrupa kulüplerinin de yakından takip ettiği uzun süredir konuşuluyordu. Hatta geçtiğimiz günlerde Chelsea’nin bile transfer listesinde olduğu iddia edilmişti. Bu iddia bize pek gerçekçi gelmese de Uğurcan ile ilgilenen bir başka PL kulübü ortaya çıktı. Sheffield United…

İddiaya göre, Sheffield United Uğurcan için Trabzonspor’un kapısını 20 milyon Euro’luk teklifle çalacak. Kulübün genç kaleci ile de 5 yıllık sözleşme yapmak istediği konuşuluyor.

Bu da Sheffield United’ın Uğurcan’ı bir yatırım olarak gördüğünü gösteriyor.

Uğurcan Çakır özel bir kaleci. Yetenekli, saha görüşü çok iyi, ayağına hakim ve çok sakin. PL’nin en iyi kalecileri arasına girmemesi için hiçbir sebep yok. Belki Sheffield United, Uğurcan’ın PL’nin büyüklerine geçebilmesi için iyi bir adım olabilir…

Türk oyuncularla ilgili bir transfer dedikodusu daha var. Cengiz Ünder’in Premier Lig’e transfer olacağı yönünde bu sezon çokça haber duyuyorduk, bunlara bir yenisi daha eklendi…

Ada basınına göre Cengiz Ünder için teklif yapan Napoli'nin ardından Premier Lig ekiplerinden Everton da devreye girdi.

İngilizler, Everton Teknik Direktörü Carlo Ancelotti’nin, Cengiz'i çok istediğini ve transferi için istenen 35 milyon Euro’da indirim beklediğini söylüyor...

Daha önce daha iddialı PL kulüplerinin de transfer listesinde olduğunu duyduğumuz Cengiz için Everton iyi bir seçenek mi bilemiyoruz tabii ama onu Premier Lig’de izlemek büyük zevk olacak, eğer transfer gerçekleşirse…

Bu haftalık da bu kadar. Haftaya görüşmek üzere, sağlıklı kalın…