Ada Gezileri: Sansasyon

Ada Gezileri’ne hoş geldiniz. İngiltere Premier Lig’de 4. Hafta bol gol, sansasyonel skorlar ve rekorlarla geride kaldı. Bu sezon ilk 38 maçta 144 gol ile maç başına 3.79 ortalama yakalandı. Carlo Ancelotti yönetimindeki Everton’un 4’te 4 yaparak zirveye kurulduğu ligde Manchester United ve son şampiyon Liverpool aldıkları akıl almaz yenilgilerle bu haftayı unutulmaz kıldılar. Transfer döneminin de sona erdiği Premier Lig’de Chelsea transferin şampiyonu olarak gözünü artık saha içindeki başarılara çevirdi. Ada gezileri başlıyor.

PREMIER LİG’DE ÇILGIN PAZAR

Futbol severler Premier Lig tarihinin unutulmaz pazarlarından birini geride bıraktı. Günün programında dikkat çeken iki maç vardı. Önce Manchester United evinde Tottenham’ı konuk etti. Özellikle United ve Ole Gunnar Solskjaer hakkındaki açıklamaları ile dikkat çeken Jose Mourinho’nun eski takımı karşısında nasıl bir performans sergileyeceği merak konusuydu.

Maça adeta penaltı kazanarak başlayan ve öne geçen Manchester’ın evinde kazanacağını düşünenlerin sayısı az değildi. Ancak tahmin edilemez ve sansasyonel bir skorla doksan dakikanın sonuna gelindi.

 İlk 7 dakikada öne geçmeyi başaran Tottenham rakibi 28’de 10 kişi kalınca rahat bir galibiyet aldı. Ama skorun bu noktaya gelmesi sahiden şaşırtıcıydı. Seyirciden yoksun da olsa Manchester United’ı Old Trafford’da 6-1 mağlup etmek sahiden inanılmazdı.

Tottenham’ın galibiyetinde, bu sezon birlikte çok can yakacakları artık belli olan Kane-Son ikilisinin uyumunun katkısı büyüktü.

Maç sonunda eski takımını hezimete uğratan Mourinho çok mutluydu. “Tottenham savunmacı bir hocayla 5, 6 ve 7 gol atıyor. Herhalde hücumcu bir teknik direktörle her maç 10, 11, 12 gol atarlar.” açıklamalarıyla kendisini sevmeyenlere gönderme yapan Portekizli evine gönül rahatlığı ile döndü. Gazetelerin manşetlerinde yer bulmayı seven Mourinho tabii Aston Villa-Liverpool maçında neler olacağından habersizdi. O maçta yaşananlar Mourinho ve Tottenham’dan ertesi günün gazetelerinde rol çalmayı başardı.

Geçtiğimiz sezonun hayranlık uyandıran şampiyonu Liverpool hafta içinde Arsenal’e penaltı atışları sonrası elenerek Lig Kupası’na veda etmişti. Thiago Alcantara ve Sadio Mane'nin de COVID-19 testlerinin pozitif çıkması ile sarsılan Klopp’un ekibi rahat tempoda bir lig maçı hayal ediyordu.

Ancak tarih yazılmak üzereydi ve bu son şampiyon için büyük utanç getirecekti.

Alisson’un yokluğunda kalede yer alan İspanyol kaleci Adrian’ın inanılmaz hatası ile maçın başında yenik duruma düşen Liverpool için geri kalan zamanda hiçbir şey iyi gitmedi.

Henüz 40 dakika dolmadan 4-1 geriye düşen Klopp’un öğrencileri için ikinci yarıda hezimetin boyutu büyüdü. Maçı 2 gol 3 asistle tamamlayan Jack Grealish ve 3 gol 1 asistle oynayan Ollie Watkins 7-2’lik akıl almaz skorun temellerini attılar. Aston Villa’nın gol sayısını daha da artıracak fırsatlar yakalaması ise hezimetin boyutunu daha da derinleştiriyor.

Klopp’un maçtan sonra da dediği gibi Aston Villa topu her kazandığında rakip kalede kontra atağı buldu ve Kırmızılar yapılabilecek tüm saçmalıkları tek maçta yaptı.

1963’TEN SONRA İLK KEZ 7 GOL VE EKİM ŞANSSIZLIĞI

Liverpool’un aldığı bu yenilgi, son şampiyonun karizmasının derin bir çizik almasının yanı sıra tarihe de bir çeltik anlamına geldiğini belirtelim.

Liverpool, İngiltere Liglerinde kalesinde 7 golü son olarak bundan yaklaşık 57 yıl önce Nisan 1963'te yine aynı skorla almıştı. O yıl Tottenham Liverpool’u 7-2 mağlup etmişti.

Diğer taraftan Liverpool, son İngiltere şampiyonu unvanı ile kalesinde 7 gol gören 67 yıl sonra ilk takım olarak da tarihe geçti. Son olarak Eylül 1953’te Arsenal, şampiyon unvanı ile ilk 7 hafta galibiyet alamadan Sunderland deplasmanına çıkmış ve maçı 7-1 kaybetmekten kurtulamamıştı. Liverpool’un küme düştüğü o sezon Arsenal ligi 12. sırada bitirmişti.

Şaşkınlık veren Pazar gününün diğer hezimet sahibi ekibi Manchester United için de ilginç istatistikler mevcut. Premier Lig tarihinin en başarılı ekibi Kırmızı Şeytanlar PL’de bugüne kadar 5 gol ve üzeri golle yenilgi (en farklısı 6-1) aldığı 5 maçı da Ekim ayında oynamış. Manchester ekibi Ekim aylarında oynadığı maçlara bundan sonra daha dikkatle yaklaşırsa onlar için iyi olacak.

ARSENAL EKONOMİK KRİZDEN ÇIKMANIN YOLUNU BULDU: MASKOTU KOVMAK

COVID’in kulüpleri ekonomik olarak vurduğunu yeniden anlatmaya gerek yok sanırım. Seyircisiz maçlarla gelirlerin büyük kısmını kaybeden kulüpler hali ile finansal açıdan önlemler almaya devam ediyor. Bunun da en kolay yolu masrafları kısmak. Dev kulüplerin transferde harcama yaparken dikkatli davranması, ayağını yorganına göre uzatmasını anlıyoruz tabii de Arsenal’in aldığı son ekonomik tedbir açıkçası duyanları gülümsetti. 

Arsenal kulübü bütçe kısıtlaması politikası çerçevesinde takımın 27 yıllık maskotu Gunnersaurus'u işten kovma kararı aldı.

Son 27 yılda Gunnersaurus’a hayat veren! çalışan Jerry Quy ile yolların ayrılmasına karar verilmiş. Jerry Quy için yıllık 30 bin Sterlin maaş veren dünyanın en büyük ve finansal olarak en güçlü kulüplerinden Arsenal’in aldığı bu garip ekonomik önlem herkese ‘nasıl yani’ dedirtti.

Tartışmalara neden olan bu haberin ardından Arsenal taraftarı Quy için internette yardım kampanyası başlatırken dikkat çeken çıkış Mesut Özil’den geldi. Arsenal’in Türk asıllı Alman yıldızı Özil, ekonomik nedenlerle işten çıkarılan Jerry Quy'ın maaşını ödeyeceğini açıkladı.

İngiliz ekibinde istenmeyen adam ilan edilen ve oynama şansı bulamayan Mesut Özil, sosyal medyadan yaptığı açıklamada Arsenal'de kaldığı süre boyunca Gunnersaurus'un tüm maaşını ödemek istediğini belirtti.

Londra ekibinden haftalık 350 bin Sterlin kazanan Mesut’un 30 bin Sterlinlik maaşı ödemesinin pek de zor olmadığını söylemeye gerek yok sanırım. Yine de kendisini takımda istemeyen yönetime güzel bir gol atmış Özil.

BİR TRANSFERİN DAHA SONUNA GELDİK

Pandemi nedeni ile ilk kez Ekim ayına kadar sarkan transfer dönemi nihayet sona erdi. Premier Lig'de 27 Temmuz, La Liga'da 4 Ağustos, Serie A'da 1 Eylül, Bundesliga'da 15 Temmuz, Ligue 1'de ise 15 Ağustos'ta başlayan transfer dönemi bitti.

Yayın hakkı, lisanslı ürün ve tribün gelirleri sayesinde ekonomik açıdan dünyanın en büyük futbol ligi olan İngiltere Premier Lig, yaz dönemindeki transfer giderleri sıralamasında uzun yıllardır elinde tuttuğu liderliği, pandemi sonrası da korudu.

Bu süreçte 1,34 milyar Euro'luk transfer harcaması yapan Premier Lig kulüplerini, Serie A (746,84 milyon Euro) ve Ligue 1 (433,53 milyon Euro) izledi.

PANDEMİ PREMIER LİG’İ PEK DE ETKİLEMEDİ

Pandemi nedeniyle gelirler önemli oranda azaldı. Avrupa'nın önde gelen liglerindeki çoğu kulüp, transfer bütçesini daralttı. Ancak Premier Lig ekipleri diğer liglerdeki kulüpler kadar bu durumdan etkilenmedi.
2019-20 yaz transfer döneminde 1,56 milyar Euro harcayan Premier Lig takımları, daha önceki sezonlarda olduğu gibi 1 milyar Euro barajını geçti ve 1,34 milyar Euro harcadı.

Diğer liglerdeki düşüş ise dramatik. La Liga 1,33 milyardan 411,8 milyona, Serie A 1,19 milyardan 746,84 milyona, Bundesliga 746,95'ten 321,4 milyona, Ligue 1 ise 717,95'ten 433,53 milyon Euro'ya geriledi. Yeri gelmişken söyleyelim. Bizde yani Süper Lig’de ise 69,7 milyon Euro’dan 33,24 milyon Euro’ya düşüş söz konusu.

ZİRVEDE CHELSEA VAR EN DİPTE BURNLEY

Roman Abramovich'e sırtını dayamanın huzuru ile yoluna devam eden Premier Lig devi Chelsea transfer döneminin yıldız kulübü oldu. Lampard yönetiminde ‘En Güçlüler’ arasına geri dönmeyi amaçlayan maviler yaz transfer sezonunda transfer ettiği 7 isim için 247 milyon Euro ödedi ve sadece Premier Lig’de değil Avrupa’da da zirvede yer aldı.

Chelsea, -Avrupa’da bu sezonun rekoru olan- Kai Havertz için Bayer Leverkusen'e 80, Timo Werner için Leipzig'e 53, Ben Chilwell için Leicester City'ye 50,2, Hakim Ziyech için Ajax'a 40, Edouard Mendy için de Rennes'e 24 milyon Euro ödedi. Chelsea, Malang Sarr ve Thiago Silva'yı ise bonservis ödemeksizin kadrosuna kattı.

PL’de Chelsea'den sonra en fazla para harcayan kulüp ise geçtiğimiz sezon şampiyonluğu Liverpool’a kaptıran Manchester City oldu. City 5 oyuncu transferi için 157 milyon Euro’yu kasasından çıkardı.

Premier Lig’de alışılanın aksine bu transfer döneminde en çok para harcayan ilk 5 takımı Chelsea ve Manchester City’den sonra ne Liverpool ne Manchester United ne Arsenal ne de Tottenham tamamlıyor. Aston Villa, Leeds United ve Wolverhampton yaklaşık 93’er milyon Euro’luk harcamaları ile ilk beşi tamamlayan kulüpler oldular.

Liverpool, Arsenal, Tottenham ve Manchester United’ın astronomik rakamlar harcamaktan kaçındıkları bu transfer döneminde dikkat çeken ekiplerden biri de Burnley oldu. Sean Dyche yönetimindeki ekip neredeyse transfere para harcamadı.

SON GÜN SÜRPRİZLERİ

Premier Lig’de transferin son gününde önemli hamleler oldu. Özellikle Manchester United’ın Edinson Cavani hamlesi dikkat çekiciydi. Avrupa’nın en kalite forvetleri arasında yer alan 33 yaşındaki Uruguaylı ile 1+1 yıllık sözleşme imzalandı. Cavani’nin 7 yıllık PSG kariyerinde 301 maçta 200 gol attığını hatırlatmamız gerekir.

Kırmızı Şeytanlar yılan hikayesine dönen Alex Telles transferini de son gün tamamladı. Bu transferden Galatasaray da satıştan %10 pay opsiyonu olduğu için yaklaşık 1 milyon Euro kazandı.

Transferin son gününde Arsenal de paraya kıydı ve Atletico Madrid’de forma giyen Ganalı orta alan oyuncusu Thomas Partey’i 50 milyon Euro’luk serbest kalma bedelini ödeyerek kadrosuna kattı.

Southampton ise 4. transferini Everton’dan Theo Walcott’ı kiralayarak gerçekleştirdi. Böylece Southampton altyapısında yetişen Walcott tam 14 yıl sonra eski takımına geri dönmüş oldu.

Lider Everton Norwich'ten 22 yaşındaki stoper Ben Godfrey’i 25 milyon Sterlin karşılığında kadrosuna kattı.

Bielsa yönetiminde sezona iyi başlayan Leeds United ise, Rennes’den kanat oyuncusu Raphinha'yı 17 milyon Euro’ya transfer etti. 23 yaşındaki Brezilyalı futbolcu Fransız ekibinde çıktığı 36 maçta 8 gol, 7 asist üretmişti.

Lige 4’te 0 ile başlayan Fulham ise son gün Loftus-Cheek, Adarabioyo ve Andersen’i transfer ederek kadrosunu güçlendirdi.