SON DAKİKA HABERLER : Yükleniyor.....

Alp Özgen’in Bundesliga Günlükleri 12: Alev ve su

Bundesliga Günlükleri | 11.03.2020 12:49

Alp Özgen Bundeliga'da haftanın maçlarını, şampiyonluk yarışını ve küme düşmeme mücadelesini kaleme aldı, bilmediğiniz maç kalmasın.

Alp ÖZGEN Alp ÖZGEN
Alp Özgen’in Bundesliga Günlükleri 12: Alev ve su

Bundesliga’da 25. haftanın ardından zirve yeniden şekillenirken, ateş hattındaki 3 takım; Paderborn, Düsseldorf ve Werder Bremen için tünelin ucundaki ışık her hafta giderek azalıyor.

Bundesliga Günlüğümüzde ilk durağımız şampiyonluk yarışı.

ŞAMPİYONLUK YARIŞI

Bayern Münih 2-0 Augsburg

Ligde 10 maçtır yenilmeyen lider Bayern Münih 120. yılını kutladığı haftada Augsburg karşısında beklenenin aksine hayli zorlandı.

Aslında mükemmele yakın savunma yapan Augsburg’un top ayağına geldiği nadir anlarda bir çıkış planı olsa rekortmen şampiyona acı bir sürpriz yapabilirlerdi. Ancak tamamen geriye yaslanarak Allianz Arena’dan puan çıkarmanız imkansız.

Bu yüzden 53 dakika direnebildi Augsburg ve o dakikada sezonun belki de en çok eleştirilen ismi Boateng’in olağanüstü pasında sıkışan maçların adamı Thomas Müller sahne aldı, Bayern öne geçti.

Kalan sürede Gnabry’nin sayısız fırsattan yararlanamadığı maçta Augsburg 80. dakikada ayağına gelen net fırsatı Niderlechner ile değerlendiremeyince son sözü Goretzka söyledi. Rekortmen şampiyon Lewandowski’siz çıktığı bir maçı daha kayıpsız atlatmayı başardı.

Augsburg yönetimi bu maçın ardından teknik direktör Martin Scmidt ile yolları ayırdı. Takımın başına geçen sezon başında Bayer Leverkusen’i çalıştıran Heiko Herlich getirildi.

Wolfsburg 0 – 0 RB Leipzig

Haftaya 2. sırada giren ve geçen hafta evinde Leverkusen ile berabere kalarak puan kaybeden Leipzig ise bu ligde onları en çok zorlayacak takım olan Wolfsburg ile deplasmanda karşılaştı.

Aslında bu maçı bir anlamda Leipzig ile küçük Leipzig karşılaşması olarak da değerlendirebiliriz. Leipzig için en iyi panzehir üretebilecek kadro ve oyun anlayışı Wolfsburg teknik direktörü Oliver Glasner’de mevcut çünkü.

Ligin en sıkı ve disiplinli alan paylaşımını yapan, ikili mücadelelerde en agresif oynayan ve rakibi bozmayı önceliğine alan ve bunu çoğunlukla başaran iki takımın mücadelesi de doğal olarak sıkı ve kısır geçti.

Karşılaşma da 0-0 eşitlikle sonuçlandı.

Üst üste 2 hafta zirve yarışında puan kaybeden Leipzig’de Nagelsmann’ın maç sonu açıklaması ise çok tartışıldı: “Biz bu mentalite ve oyun ile şampiyon adayı olamayız. Bizim için 2. 3. ve 4.’lük hedefleri daha gerçekçi.”

B. Mönchengladbach 1–2 B. Dortmund

Bundesliga’da haftanın maçı ise Ccmartesi akşamı Borussia Park’ta oynandı.

Sezonun iyi futbol oynayan ve zirve takibini sürdüren iki takımının maçı da beklendiği gibi son derece keyifliydi.

Maç öncesi kadrolarda Lucien Favre’nin hafta içinde PSG ile oynanacak Şampiyonlar Ligi maçını düşünerek Jadon Sancho’yu kulübede başlatması ne kadar anlaşılır olsa da Gladbach teknik direktörü Marco Rose’nin takımın en büyük gücü ve sezonun en başarılı ismi Marcus Thuram’ı yedekte başlatmasını çok yadırgadım.

Buna rağmen maça iyi başlayan ve Dortmund’a yaptığı agresif pres ile ilk dakikalarda önemli fırsatlar yakalayan ev sahibi oldu. Ancak Dortmund rakip kaleye çektiği ilk şutta golü buldu. Golü atan Thorgan Hazard sezonun ilk maçında (Reus’a asist yapmıştı) olduğu gibi Borussia Park’ta da eski takımını üzdü.

İlk yarıyı önde geçen Gladbach, ikinci yarıda son haftaların formda ismi Lars Stindl ile skora denge getirince önce Favre ardından da Rose esas oğlanlar Sancho ve Thuram’ı sahaya sürdü.

Sancho oyuna girdikten 5 dakika sonra Hakimi’ye golü attırdı ve 15. asistini yaptı. Bu sezon 14 de gol atan süper yetenek böylece son 14 maçta 11 gol 10 asist ile 21 gole katkı yapmış oldu. Kalan bölümde Thuram’ın hazırladığı pozisyonlardan sonuç alamayan Gladbach, böylece üst üste 10. Dortmund maçından da sahadan yenik ayrıldı.

Ancak bu yenilgiden çok daha büyük kayıp Gladbach’ın orta alandaki en kilit ismi Zakaria’nın sakatlanması oldu. İsviçreli oyuncunun sakatlık süresi Gladbach’ın ilk 4 hedefi için en belirleyici unsur olabilir. Zira Leverkusen gümbür gümbür geliyor…

Bayer Leverkusen 4-0 E. Frankfurt

2020’nin en başarılı takımlarından Bayer Leverkusen geçen haftaki zorlu RB Leipzig deplasmanı dönüşü ligin potansiyelli ama istikrarsız takımı Eintracht Frankfurt’u ağırladı.

Volland sakatlandıktan sonra Alario’dan verim alamayan Peter Bosz, Kai Havertz’i en uçta oynatarak çıktı Frankfurt karşısına.

Ancak kadrodaki sürpriz bununla sınırlı değildi.

2018’de 18 yaşındayken büyük beklentiler ile tam 18.5 milyon Euro’ya Vasco De Gama’dan transfer edilen Paulinho 2 sene sonunda ilk kez bir lig maçına ilk 11’de çıktı. Çıktı ve maça damgasını da vurdu.

Brezilyalı genç yıldız adayının 2 gol 1 asist ile maçın adamı olduğu karşılaşmayı 4-0 kazanan Leverkusen, bir maçı eksik Gladbach’ın üstüne çıkarak 4. sıraya yükseldi. Paulinho’nun yanı sıra Havertz, Diaby ve Bellarabi maçın iyileri arasında yerini alırken, Frankfurt adına olumlu bir yorum yapmak neredeyse imkansız. Ligin en yetenekli ve potansiyelli oyuncularından bazılarını kadrosunda bulunduran Hütter’in takımının en temel sorunu daha önceki yazılarda da belirttiğimiz gibi istikrar.

Bu hafta Leverkusen’den 4 yiyen ve hiç varlık gösteremeyen Frankfurt önümüzdeki hafta Gladbach’ı yenerse kimse şaşırmasın.

KÜME HATTI ALEV ALEV!

Bundesliga’da zirve yarışının yanı sıra ateş hattında da muazzam mücadele sürüyor. Bu hafta ligde kalma mücadelesi veren takımların birbirleri ile oynadığı 6’şar puanlık maçlara sahne oldu.

Paderborn 1-2 Köln

Haftanın açılış maçında lig sonuncusu Paderborn muazzam bir form grafiği yakalayan Köln’ü ağırladı. Bu karşılaşma öncesinde oynadığı son 9 maçın 7’sini (2 mağlubiyet Dortmund ve Bayern’e) kazanan Köln, özellikle Gisdol takıma sistemini oturttuktan sonra harika futbol oynuyor.

Padeborn deplasmanında da ilk yarıdaki etkili futbolları ile sonuca gitmeyi başardılar ve ateş hattından iyice uzaklaştılar.

Paderborn için ise yine aynı şeyleri söylemek mümkün. İyi ve açık futbol oynuyorlar, keyif veriyorlar ama bu lig onlara bir beden büyük.

Hertha Berlin 2-2 Werder Bremen

Ligin belki de en kötü takım savunmasına sahip iki ekibi; Hertha Berlin ve Werder Bremen, Olimpiyat Stadı’nda karşılaştı.

2,5 sene önce Werder Bremen’i çalıştıran Alexander Nouri’nin yerine genç yaşta göreve getirilen Florian Kohfeldt selefi ile kritik buluşma için başkentteydi.

Klinsmann göreve geldiğinde biraz hareketlenen Hertha, o ayrıldıktan sonra yaşadığı travmayı kolay atlatabilecek gibi de görünmüyor.

Son 2 lig maçında Köln ve Düsseldorf’a karşı iki maçta da ilk yarıları 3-0 geride noktalayan Alexander Nouri’nin takımı Bremen karşısında da erken ve kolay gol yeme alışkanlığını bırakamadı.

Dakikalar 6’yı gösterirken tabelada 2-0 Bremen üstünlüğü vardı. Aslında ilk yarıda 3’ü bulacak fırsatlar da yakaladı konuk takım ama değerlendiremedi.

İkinci yarıda ise aynı Düsseldorf maçında olduğu gibi sahaya müthiş enerji koyan Hertha’nın geri dönüşünü izledik. 2-0’dan 2-2’yi yakalayan Nouri’nin öğrencileri galibiyet için yakaladığı çok sayıda pozisyonu cömertçe harcadı ve takımlar sahadan 1’er puanla ayrıldı.

Bremen için deplasmandan alınan 1 puan iyi gibi gözükse de ligin sonuna kalan süre ve sahadaki performans düşünüldüğünde tünelin sonunda hala ışık görünmüyor.

Mainz 1-1 F. Düsseldorf

Alt sıralardaki en kritik maçlardan bir diğerinde ise ateş hattından iyice uzaklaşmak isteyen Mainz 05 ile son 3’ten yukarı tırmanmaya en yakın takım olan Fortuna Düssledorf karşılaştı. En yakın takım ifadesini sadece 16. sırada bulunduğu için kullanmıyorum Düsseldorf adına.

Son üç sırada yer alan takımlar arasında Bundesliga’da kalmayı en çok hak eden futbolu oynayan da onlar.

Özellikle Uwe Rösler geldikten sonra saha içi organizasyonunda çok daha derli toplu gözüken Düssledorf, Mainz deplasmanında galibiyeti hak eden taraftı.

Kaan Ayhan ve Kenan Karaman’ın ilk 11’de başladığı ve geçen haftanın yıldızı Kenan’ın bu hafta da gol attığı karşılaşmada Düsseldorf’un oyunu ligde kalma yolunda taraftarına umut verdi. Bitiricilik konusundaki sıkıntılarını aşarlarsa seneye de bu ligde devam edebilirler.

Freiburg – Union Berlin

Bundesliga’da rahat konumda bulunan iki takımın maçı günümüz futbolunda duran topların önemini gösteren bir ders niteliğindeydi aslında.

3-1 ev sahibinin üstünlüğü ile sonuçlanan karşılaşmada 3 gol duran top organizasyonlarından geldi.

Bu hafta zorlu Freiburg deplasmanında mağlubiyetle ayrılsa da tarihinde ilk kez Bundesliga’da yer alan Union’un bu başarısında, takım oyunu, hemen her rakibe ters gelen iç saha atmosferleri ve tabii ki duran toplardaki etkinlikleri en temel faktörler.

Schalke 04 – Hoffenheim

Bundesliga Günlüğümüzde bu haftaki son notlarımızı bizim çocukların takımı Schalke’nin Hoffenheim ile oynadığı karşılaşmaya ayırdık.

Sakatlık söz konusu olunca son 2 yılın Avrupa’daki en şanssız camiası olabilir belki de Schalke. Wagner’in takımında sakatlıkların son kurbanları da ne yazık ki harika bir sezon yaşayan Ozan Kabak ve orta sahanın en kilit oyuncusu Omar Mascarell oldu.

Sezona fırtına gibi başlayan ilk 11’in neredeyse yarısını sakatlıklar yüzünden kaybeden Wagner’in takımı, ligin en dengesiz takımı Hoffenheim karşısında eksiklere rağmen iyi bir maç çıkardı ama bu performans galibiyet için yeterli olmadı.

Hoffenheim için ise daha önce herhangi bir yorum yapmamaya kendi kendime söz verdim. Hep oyuncu grubu hem de şahsına münhasır teknik direktörü Alfred Schrueder’in ne zaman ne yapacağı kesinlikle belli olmuyor.

Hoffenheim’ın bir haftası bir haftasını asla tutmuyor. O yüzden özellikle bahis oynayanlara açık çağrımdır: Hoffenheim’dan uzak durun!

Bu hafta da Bundesliga günlüklerine son noktayı koyuyoruz. Haftaya görüşmek üzere....

GÜNÜN ÖNEMLİ HABERLERİ

Okuyucu Yorumları

0 Yorum

E-Posta hesabınız yayınlanmayacaktır. * İle işaretlenmiş alanlar zorunludur. Yönetici onayından sonra yorumunuz gözükecektir.

© Copyright Asist Analiz - Bolbol Medya