SON DAKİKA HABERLER : Yükleniyor.....

SÜPER LİG PANORAMA: Yangın yeri...

Süper Lig Panorama | 02.02.2021 12:45

Süper Lig'de 22. haftada 4 büyüklerin ağırlıklarını koymaya başladıklarını, artık yarışın tepede yaşandığını bir kez daha gördük. Henüz ligin ortasındayız, ortalık yangın yeri...

Didem DİLMEN Didem DİLMEN
SÜPER LİG PANORAMA: Yangın yeri...

Süper Lig’in ikinci yarısı hiç ara vermeden başladı, maratonun sadece ortasındayız ama şimdiden ortalık yangın yerine döndü. Kaybedilen her puan, hele ki derbiler şu an hayat memat meselesi. Çünkü ilk 3’ü oluşturan şampiyonluk adaylarının yanı sıra gerilerden atağa kalkan Trabzonspor da katıldı ve yarış gittikçe çetinleşiyor.

Ocak ayı transferleri takımlara çok şey katacak, daha ilk maçlarından belli oldu. Peki formunun zirvesini yolun yarısında gören büyüklerden sizce yorulan olacak mı?

TSUBASA

Ofsayt taktiği ile ilk tanışmam, küçük bir çocukken Tsubasa çizgi filmi ile olmuştu. O bölümde rakibin Tsubasa’nın attığı golleri ofsayt taktiği ile nasıl durdurduğunu gördüğümde, “vay be, demek böyle bir şey yapılabiliyor, çok akıllıca” diye düşünmüştüm. Ancak o bölümde Tsubasa kaleye direkt driplingle ve uzaktan şutla (hafızam beni yanıltmıyorsa, goller böyle kalmış aklımda) ofsayt taktiğinin de yenilebileceğini göstermişti.

7 yaşında bir çocuk için ofsayt taktiği, futbolun zekası ile çözülebilir bir problem olmuştu.

Gaziantep FK’nın Galatasaray’a karşı ofsayt taktiği uygulamasının altında elbette bir fikir vardır, hele ki 5 kişiyle defans yapıyorsanız son derece de zordur. Çünkü çizgi halindeki oyunculardan sadece birinin anlık bir dalgınlığı ya da bir adım geride durması, bu taktiği işlemez hale getirir.

Galatasaray’ın maç boyunca attığı 6 golün 4’ü ofsayt gerekçesiyle sayılmadı. Ancak sayılanlar galibiyeti getirmeye yetti.

Elbette Onyekuru hafta içinde transfer edilip bu maça ikinci yarıda girmemiş olsaydı, Galatasaray’ın sahadaki kadrosunda ofsayt taktiğini geçebilecek bir Tsubasa zaten olmadığı gibi gerekli atletizm de sadece Onyekuru’da olduğundan maç kilitlenebilirdi.

Daha fazla tehlikeli atak geliştirmek, daha gole yakın pozisyon bulmak konusunda Galatasaray’dan bir adım ileride görünse de Gaziantep’in Muslera’yı geçememiş olması, Onyekuru’nun girişi ile birlikte Sa Pinto’ya mağlubiyet yazdırdı.

BASKI

Süper Lig’de kendine has, nev-i şahsına münhasır karakterlerden biri olan Sumudica’nın futbol anlayışı da kendisi gibi… Onun Gaziantep’teki oyun anlayışıyla ilgili pek çok özelliği bu sayfalarda kaleme aldık.

Çaykur Rizespor’da henüz belki Sumudica futbolu oynanmıyor ama hocanın en belirgin özelliklerinden birinin varlığı kesin: Baskı. Sumudica bu baskıyı sertlikle, fiziksel faullerle, psikolojik, alanda veya sahanın tamamında uygulayarak birinci amacını gerçekleştiriyor, o da rakibin kendi oyununu oynamasına engel ol. Bu “önce durdur, sonra vur” özdeyişinin Sumudica versiyonu ve bezdirmek üzerine kurulu.

Fenerbahçe’nin ise oyunu geniş alana yaymaya çalışan, hareketli ve bol paslı oyununu Rizespor karşısında oynayabilmesi son derece zordu. Bireysel performansları eleştirmek yerine, futbolcuları mercek almaktansa, bu noktada gözlerimizi teknik direktöre çevirmemiz gerekiyor.

Türkiye Süper Ligi’nde çok yetenekli, zamanı ve modern futbolu takip eden, yenilikçi ve yaratıcı planlar geliştirip oyuncu kadrosunu da oyuna ikna edebilen hocalarımız var. Ancak çok azı, maç kontrol altına alınamadığında ya da rakip ana oyun planını bozduğunda müdahale edebiliyor.

Fatih Terim, Okan Buruk gibi isimler tek bir oyuncu değiştirerek rakibin üzerine oyununu kurduğu planını saniyeler içinde yenisiyle değiştirebiliyor. Bu elbette oyuncuların daha önce üzerinde çalıştıkları, bildikleri ve hazırlıklı oldukları yedek planlar.

Erol Bulut ise bu tür durumlarda müdahaleyi hücuma forvet alarak yapıyor ya da merkez orta saha oyuncusunu değiştiriyor. Ama ana plan aynı kalıyor. Fenerbahçe’nin Rizespor karşısında öne geçmesi ve skoru koruyabilmesi belki sezonun en zor 90 dakikalarından birine dönüştü. Kazandı evet, ancak böyle durumların her daim birer alarm sinyali olduğunu da aklımızdan çıkarmayalım.

GÜZEL MAÇ

Beşiktaş ve Trabzonspor’un sezonun performans açısından en üst seviyeye çıkardıkları dönemde birbirleriyle karşılaşmaları, her yönüyle bizlere futbol vadediyordu. Öyle de oldu.

İlk 26 dakika faul bile olmadan iki takımdan da birer futbolcunun sakatlanarak oyundan çıkması talihsizdi. Öte yandan faulsüz bu denli uzun bir süre, Süper Lig’in için karşılaşılmış bir durum değil. Bunun 2 nedeni vardı, bana göre, birincisi futbolcuların oynamayı tercih ederek gereksiz taklalara girmemesi, ikincisi hakem Halil Umut Meler’in “her gördüğünü çalmak” yerine oyunun akışına izin vermesi.

Maç aslında genel olarak her iki takımın ceza yayları üzerinde geçti. Özellikle de Trabzonspor’un yarı sahasında. Abdullah Avcı’nın en iyi hamlesi, Beşiktaş’ın hızını kullanmasına izin vermemekti. Beşiktaş’ı kalenize bu kadar yaklaştırmak aslında mantıklı değil, Uğurcan’ın sayısız kurtarışı elbette sonuçta büyük rol oynadı. Hız avantajını kaybeden Beşiktaş, baskıyı kurdu. Oysa bu kalabalıkta topu geçirecek alan kalmayınca hareketleri de kısıtlandı.

Sergen Yalçın’ın buna karşı çözümü yaratıcı oyuncularını sahaya sürmek oldu. Aslında çok sayıda pozisyon da buldular, aynı dakika içinde Uğurcan’ın iki kurtarış yaptığını gördük. Eğer kaleye biraz daha yaklaşabilselerdi, hem kaleciye hem savunmaya hata yaptırma şansları olabilirdi.

Ama Abdullah Avcı dersine çok iyi çalışmıştı, futbolcuları nerede durup nereden karşı hücuma geçeceklerini iyi biliyordu. Bu aslında biraz tuzak kurmaya da benziyordu. Sergen hocanın Nwakaeme’ye tedbir alıp markaj uygulamaması, takımının hücumda kalıp rakibin üzerine yüklenirken savunmada zafiyete uğraması iki gole mal oldu.

Sergen hocanın alabileceği tedbirler var mıydı? Belki en azından takımı orta sahaya kadar çekip Trabzonspor’un da öne gelmesini sağlayabilirdi. Ama Beşiktaşlı futbolcular “çekilme” tuzağına kötü yakalandılar.

Efsanevi savaşlar tarihinde “çekilme” asla sadece çekilip beklemek değildir, aksine, çekiliyorsa bu sadece yeni bir hücuma hazırlanmak için rakibin zihinsel dengesini bozmaktır. Evet, bu bir tuzaktı…

 

GÜNÜN ÖNEMLİ HABERLERİ

Okuyucu Yorumları

0 Yorum

E-Posta hesabınız yayınlanmayacaktır. * İle işaretlenmiş alanlar zorunludur. Yönetici onayından sonra yorumunuz gözükecektir.

© Copyright Asist Analiz - Bolbol Medya