Fiesta La Liga: Siesta Bitti

Asistanaliz mobil uygulamasını indirmek için tıklayınız.

Fiesta La Liga | 23.09.2020 10:14

Umut Can Güngör, geriden kalan La Liga 2. hafta maçlarını kaleme aldı.

Gündem:

Hazırlık karşılaşmasında Messi’nin iki golüyle Girona karşısında gövde gösterisi yapan Barcelona, bu haftayı da yine ağustos ayındaki tatsız Şampiyonlar Ligi mesaisi nedeniyle lig maçı oynamadan geçirdi. Onlar da geleneksel olarak düzenledikleri Joan Gamper Kupası’yla hazırlıklarına devam ettiler. Geçen hafta beklediğimiz büyük değişime Vidal’i Inter’e göndererek başlayan Katalanlar’da, Luis Suarez’in de takımdan ayrılmasına kesin gözüyle bakılıyor. Bu süreçte Coutinho, Messi, Griezmann üçlüsünü deneyen teknik direktör Koeman, kupayı tek golle kazansa da bu üçlüden istediği verimi alabilecek gibi gözüküyor. Yine de Barcelona’nın Suarez’in yerini dolduracak bir hamle yapması olağan bir beklenti sayılabilir.

Ağustos ayındaki Şampiyonlar Ligi macerasından beklediği sonucu alamayan bir diğer ekip de Atletico Madrid’di. Haftayı Barcelona gibi maçı ertelenerek geçiren Atletico Madrid için gündemde iki Uruguaylı isim var. Alvaro Morata’yı yeniden İtalya macerasına gönderen başkent ekibi, forvet hattını Luis Suarez ve Edinson Cavani ile güçlendirmek istiyor. Suarez transferinde aradaki tek pürüz olan Juventus’u da kendi oyuncusu ile devre dışı bırakması, her iki oyuncunun da kulüplerinden ayrılmak istemesi ve kulüplerinin de onları göndermek istemesi ile iki transfer de büyük olasılıkla gerçekleşebilir.

Eski Barcelona teknik direktörü Quique Setien, sosyal medya hesabından sözleşmesi tek taraflı feshettiği için Barcelona’ya dava açacağını açıkladı. 17 Ağustos’taki, ben bile utanarak yazıyorum, 8-2’lik Bayern Münih yenilgisi sonrası görevine son verilen Setien, kendisine görevine son verildiğine dair bildirimin 16 Eylül’de yapıldığını iletti. Büyük bir değişim içinde ve büyük bir Messi kriziyle uğraşan Bartomeu yönetimi, kendisini unutmuş ya da unutmak istemiş olsa gerek.

Saha:

Haftanın açılış maçında üst üste ikinci kez iç sahada maça çıkan Villarreal, Eibar’ı ağırladı. Geçen hafta Huesca karşısında zor da olsa bir puanı kurtaran sarı denizaltılar, bu hafta da Eibar karşısında üç puanı yıldız ismi Gerard Moreno önderliğinde zor da olsa alabildi. Karşılaşmanın ilk yarısı her iki takım için de bitse de gitsek havasında geçerken, ikinci yarıda Kike ile golü bulan Bask ekibi maçı yeniden başlattı diyebiliriz. Yedikleri gol sonrası iyi bir reaksiyon gösteren Emery’nin öğrencileri, Moreno’nun bir gol bir asisti ile sezonun ilk galibiyetini elde etti. Eibar ise özellikle ikinci yarıda hem öne geçtiği hem de bolca pozisyon bulduğu bu karşılaşmadan puan ya da puanlarla dönemediği için üzgün olmalı. Faisal HQ on Twitter: "Gerard Moreno #VillarrealEibar… "

Geçen hafta Real Madrid ile oynayacağı karşılaşma ertelenen Getafe, sezonu Alfonso Pérez’de açtı. Geçen sezon pandemi süreci öncesinde ligin en keyif veren takımlarından birisi olan Madrid ekibi, pandemi süreci sonrasında olduğu gibi bu sezona da keyif veren futbolundan uzakta başladı. Bonservisi alınan Cucurella’nın oyun aklı olduğu bir sistem ile oynamaya çalışan Getafe için tek gollü Osasuna galibiyeti büyük bir şans diyebiliriz. Diğer yanda sezona galibiyet ile başlayan Bask ekibi, bu karşılaşmadan nasıl puan ya da puanlar alamadığını sorguluyordur. En azından bir puan şansını da oyuna sonradan dahil olan Marc Cardona ile harcayan Arrasate’nin öğrencileri, yine de taraftarlarına bu sezon için heveslenebilecekleri bir oyun seyrettirdi.

Cumartesi akşamı Valencia karşısında takımını uçuşa geçiren Iago Aspas, Nolito ve Emre Mor ile olan uyumlu oyunu ile sezonun ilk üç puanını Galiçya’da tutan isim oldu. Öyle güzel iki gole imza attı ki tartışmasız şekilde bu takımın en değerli parçası olduğunu bir kez daha tüm futbolseverlere gösterdi. Valencia ise geçen hafta derbide gösterdiği muhteşem performanstan çok uzaktaydı. İlk yarıda varlık gösteremeyen Yarasalar, ikinci yarının hemen başında golcüsü Maxi Gomez ile beraberlik golünü bulsa da golden sonra beklenen reaksiyonu veremedi ve sahada varlık dahi gösteremedi. Öyle ki karşılaşmayı izlemeyenler için 2-1’lik skorun Valencia için bir şans olduğunu belirtmem gerekir.

Huesca-Cadiz maçı öyle bir maç oldu ki benim gibi yazmayı seven bir insan bile bu maçtan çok fazla şey çıkaramaz. Ligin iki yeni ekibi, bizlere bu lige yeni olduklarını hissettiren bir görüntü verdi. Huesca kalecisi Andrés Fernandez’in büyük hatası ile geriye düşen Huesca maç boyunca bu hatayı telafi edebilecek hiçbir şey yapamadı. Belki eylül ayında küme düşme hattını konuşmak erken olabilir fakat maçın başında ve sonunda bulduğu iki golle galibiyeti elde eden Endülüs ekibi için bu galibiyet ligde kalma mücadelesinde yanıltıcı olabilir.

Geçen hafta Athletic Bilbao karşısında haftanın en rahat galibiyetlerinden birisini alan Granada, bu hafta ise haftanın en zor galibiyetini aldı. Öyle ki maç boyunca harika bir performans gösteren Granda kalecisi Rui Silva’nın maçın adamı olması galibiyetin ne denli zor alındığını gösterebilir. Yine de sezona ikide iki ile başlayan Endülüs ekibinin geçen sezonki başarısına ulaşıp ulaşamayacağı merakla bekleniyor. Alaves için kaçan goller saç baş yoldurdu diyebiliriz. Geçen haftaya oranla daha iyi bir oyun oynadığı gözüken Bask ekibinde teknik direktör Pablo Machin’i yorumlayabilmek için birkaç hafta daha vermek gerek.

Real Betis, Valladolid karşısında karşılaşmaya öyle bir başladı ki 18. dakikada ikinci golü attıklarında ben büyük bir fark beklemeye başlamıştım. Hele de kenarda Pellegrini varken. Buna rağmen iki farka ulaştıktan sonra daha sakin bir oyunu tercih edip skoru koruyan yeşil-beyazlılar sezona ikide iki ile başlayan ikinci ekip oldu. Geçen haftanın başarılı ekiplerinden Valladolid ise bu hafta adeta yokları oynadı. Sahada hiçbir varlık gösteremeyen Sergio’nun ekibi, bu haftayı hemen unutmak isteyecektir.

Geçen haftaki yazımda sizlere bu karşılaşmayı izlemenizi önermiştim. Dağ fare doğurdu, bunu açıkça söylemeliyim. İki takımın da girdiği ciddi birkaç pozisyon olsa da oyun kalitesi düşük, ağırlıklı olarak duran toplardan oluşan pozisyonlara sahip ve kalecileri ciddi şekilde zorlamayacak şutların olduğu bir maç izledik pazar gecesinde. Golsüz beraberlikten bağımsız sahada Madrid ekibini sırtlayacak oyuncu eksikliği dikkat çekti.

Transfer olduğu günden 5,5 yıl sonra Madrid formasını sırtına geçiren Martin Odegaard’ın da bahsettiğim seviyede olmadığı eski takımına karşı açıkça gözüktü. Son olarak Sergio Reguilon’u 30 Milyon Euro ve Gareth Bale’i satın alma opsiyonu ile kiralık olarak gönderen Real Madrid’de transfer sessizliği ise devam ediyor. Kiralıktan dönen oyuncuları dışında kadrosuna herhangi bir takviye yapmayan başkent ekibinin transfer dönemini bu şekilde geçirip geçirmeyeceği merakla bekleniyor. Çünkü oynanan oyun açıkça “galactico” talep ediyor.